Disiplin denildiğinde hemen hemen bütün anne babaların kafasının karıştığını ve çocuklarına karşı nasıl bir tutum izleyecekleri konusunda bocaladıklarını görüyoruz. Maalesef disiplin hala ceza ile eş anlamlı olarak algılanıyor. Oysa disiplin dediğimiz kavram, çocuk eğitiminin en önemli unsurudur.
Deri ve sinir sistemini birlikte etkileyen hastalıklar arasında en yaygın görülen hastalık kısaca NF olarak tanımlanıyor ve çok yaygın olarak görülen iki tipi bulunuyor.
Lohusalık Depresyonu olarak tanımlanan durum, aynı zamanda Doğum Sonrası Depresyon olarak bildiğimiz durumdur. Lohusa Depresyonu'nun Biyolojik ve Psikolojik olmak üzere iki yönü vardır.
Şiddetin geçmişi çok eskiye dayanıyor ancak akran zorbalığı konusu 20 yıllık bir geçmişe sahip. Daha doğrusu zorbalık olarak nitelenmesi önemli bir konu olarak 4 öğrencinin intihar etmesiyle ilk defa Norveç'te gündeme geldi.
Çocuk yetiştirmek bir anne baba için en ağır sorumluluklardan biridir. Sağlıklı,tutarlı,güvenli bir birey olarak hayatın içerisinde yer almasını sağlamak ise çocuğun sağlıklı bir aile ortamında büyümesiyle yakından ilgilidir.
İster anne olalım, ister evlat, doğursak da doğurmasak da bütün kadınlar anneyiz. Anneliği annemizden biliriz. Onlar bizim ilk öğretmenlerimiz, ilk aşklarımız, hayat yolunda rehberlerimiz. Onlar olmadan biraz eksiğiz, acemiyiz.
Gün geçmiyor ki çocuklara yönelik taciz olayları medyada yer almasın. Neredeyse kanıksadık, çocukların uğradığı tacizi. Oysa en tehlikeli şey bu. Ahlaksız olanı, yanlış olanı, tepki göstermemiz gerekeni sıradan adli olay olarak görmeye başlamak.
Bir gün kendi canından bir parçayı, dünyaya getirdiği bebeğini kucağına alma hayali, neredeyse tüm kadınların hayal ettiği bir duygudur.
Anne baba olmak, çocuk sahibi olmak isteyen bütün çiftlerin en büyük hayali, ulaşmak istedikleri bir statü aslında. Hep iyi anne baba olmaktan konu açılır, hep anne baba olmak üzerine yazılan çizilen bir şeyler vardır.
Günümüzde birçok anne babanın ortak sorunudur çocuklarına ‘hayır’ demek. Hayır demekle olumsuz sonuçlara yol açacağından korkan ve zaman zaman nasıl davranacağını bilemeyen anne babalarla karşılaşıyoruz.
Anne babalar çocukların hareketli yapıları nedeniyle sabır göstermekte sıkıntılar yaşarken aslında en temel duyguları, çocuklarını olası tehlikelerden korumak ve doğru yetişmiş sağlıklı bireyler olarak hayata hazırlamaktır.
En son 14 yaşında bir çocuk odasında bilgisayar oyunu oynarken kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti.
Bu olayla beraber yine bilgisayar oyunları zararlı mıdır sorununa yanıt aranmaya başladı.
Çocuk yetiştirirken anne babaları belki de en çok zorlayan konu ceza konusudur. Çocuklarına ceza verme taraftarı olan ebeveynler, ne zaman, nasıl bir ceza vereceklerini bilemiyorlar. Aslında durum daha en başından karışıyor.
Anne çocuğunun hayatında hep bir mutlak otorite konumundayken maalesef babalar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Babalar çocuklarla ilişkilerinde neredeyse bir üçüncü kişi konumunda ve bu durum doğumdan sonra da sürüyor.
Özellikle günümüzde modern aile yapısına baktığımızda ise geçmiş yıllara göre ailenin çocuğa yaklaşımında radikal farklılıklar gözlemliyoruz. Geçmişte ‘çocuktur, anlamaz’ şeklinde düşünülerek söz hakkı verilmeyen, hatta dikkate alınmayan çocukların yerine kendisinin ve çevresinin farkında olan çocuklar yetiştiriyoruz.