SERAP DUYGULU

ANA SAYFA  »  MAKALELER  »  GÜNCEL YAZILAR   »  TERÖRÜN DİNİ OLMAZ

TERÖRÜN DİNİ OLMAZ

Terörün Dini Olmaz

Son yıllarda ve giderek gerginleşen Ortadoğu coğrafyasında sıklıkla tanık olduğumuz terör ve şiddet olayları artık sadece Ortadoğu ile sınırlı kalmadığını ve kalmayacağını geçtiğimiz günlerdeki Fransa Paris olayları ile gösterdi. Bu maalesef korkutucu olmasına rağmen önümüzdeki günlerde ve yakın gelecekte bu türden şiddet olaylarının yaşanmaya devam edeceğinin de bir işaretiydi aynı zamanda. Ardından ülkemizde ağırlıklı olarak Güneydoğu illerimizi kana bulayan terör olaylarını yaşadık. Daha önce belirli ülkelerde şiddet yaşanıyor gibi bir algımız olsa da artık Avrupa’da ve neredeyse tüm dünyada terörün ve şiddetin sınır tanımadığının da göstergesi. Bu yönleriyle elbette son yaşanan olayları bölgesel bir terör olarak algılayamıyoruz.
Aksine daha geniş alanları etkileyen daha büyük bir dalga halinde gelen şiddet ve terör beklentisi içinde herkes.
Bu açıdan hepimizin ciddi travmalar yaşıyor olduğumuzu bir kez daha hatırlamak önemli. Her şeyin ötesinde çocuklara bu durumu ve terörü anlatmak zorunda kalmak ve onları böyle kaos dolu bir dünyada geleceğe hazırlamak en zoru.

Burada küçük bir vurgu yapmak gerekirse, çocuklar eskisi kadar yabancı değiller bu görüntülere. Şiddeti, terörü, savaşı, ölümleri pek çok çocuk biliyor ve bu haberleri hem duyarak, hem görerek ve kimileri de bizzat yaşayarak öğrendi.
Demem o ki aslında çocuklara terörün ve şiddetin ne olduğunu anlatmaktan çok neden bu eylemlerin olduğunu ve neden başka insanlara zarar verildiğini anlatmak gerek. Elbette ki bunu anlatmanın ve normalleştirmeye çalışmanın belirli bir yolu yok. Zaten durumu normalleştirmek gibi bir durum da söz konusu olamaz. Çünkü terör ya da şiddet normal görülecek, alışılacak bir durum değil.

Ancak ne yazık ki, hemen her gün yazılı ve görsel medya vasıtasıyla hem biz hem de çocuklarımız ister istemez böyle bir olumsuzluğu kanıksamaya başladık. Yani olaylara değil ama olayları görmeye alıştık. Hatta daha tehlikeli olan şu ki, daha önceleri bireysel ölümleri izlerken artık topluca katledilen insanların görüntülerini görmeye başladık.

Son yaşanan terör olaylarının iki tarafı var ki üzerinde çok dikkatle konuşulması gerekiyor. Bunlardan ilki, terörü ve giderek artan şiddet olaylarını çocuklara anlatmak, ikincisi ise bu olayların maalesef din söylemleri üzerinden gerçekleştiriliyor olması sebebiyle çocuklara bu durumu açıklayabilmek.

İzlenecek yol konusunda bazı önerilerde bulunmak gerekirse, öncelikle çocukların yaşı dikkate alınmalıdır. Okul öncesi çocuklara çok ayrıntıya girmeden zaman zaman bazı kazalar, hastalıklar ve olaylar sonucu insanların zarar görebileceği söylenebilir.

Burada özellikle çocuklara bazı insanların başkalarına bilinçli olarak zarar verdiği ve onları öldürdüğü şeklinde bir açıklama yapılmamalıdır. Bu tür bir açıklama çocuklarda çevreye ve diğer insanlara karşı ciddi bir güvensizlik geliştirmelerine sebep olur.
Okul çağı çocuklarına ise durum çok ayrıntıya girilmeden ve görüntüleri izlemesinin de önüne geçilerek açıklanabilir. Bazı grupların ve insanların zaman zaman diğer insanları korkutarak ya da zarar vererek kendi istediklerini yaptırmak için zorlandıklarını ve bunun yanlış bir yol olduğu ama güvenlik kuvvetlerinin bu amaçla var olduğunu ve bu insanların yakalanıp cezalandırıldığı anlatılmalıdır.
Çünkü okul çağı çocukları artık pek çok şeyi anlayacak yaştalar ve somut olaylara karşı gerçekçi korkular geliştirirler.
O nedenle çocuklara güven duygusuna vurgu yapacak konuşmalar yapmak doğru olur. Örneğin: ‘Bu konuda endişelenmekte haklısın, biz de zaman zaman korkuya kapılıyoruz ama bir aradayız ve birbirimize destek olabiliyoruz. Korktuğumuz zaman da bunu konuşarak aşabiliriz’ demek sağlıklı bir tutum olur.

Olayın din adına ya da din üzerinden gerçekleştiriliyor olmasının elbette ki hiçbir aklıselim açıklaması ve mantığı olamaz. Maalesef ki bu tür olaylarda sıklıkla konuşulan İslami Terör tanımlaması toplumu da en az iki farklı alt gruba bölmüş durumda. Bir bölüm insan; ‘İslam buysa ben bunu kabul etmiyorum’ diyerek dışlarken, diğer grup ise ‘ İslam hoş görü dinidir, bu olayları dine ait göstermek doğru değil’ diyerek kendini ifade etmeye çalışıyor. Bir de bunların ötesinde dini değerleri daha şiddetle savunmaya ve içgüdüsel olarak hem kendisini hem de dini inancını vurgulamaya çalışan gruplar var. Oysa hepimiz biliyoruz ki, hiçbir din şiddeti ve terörü savunmaz, insanlar üzerinde korku ve baskı unsuru olarak dayatmada bulunmaz.
Bu sadece kendi inandıklarını kabul ettirmek için zemin arayan bir takım insanların ve bu insanları siyasi amaçları için kullanan egemen güç odaklarının bir yöntemidir.

Terörün amacı zaten toplumda ve insanlarda korku ve güvensizlik duyguları yaratarak toplumsal çöküşü sağlamak ve toplumsal bilinci yok etmektir. Bunu yapabilmek için kullanabilecek ne varsa kullanmak yoluna giden terör gruplarının son yıllarda kullandıkları söylem ise İslami Terör tanımıdır. Bu tanım maalesef birçok gerçek inanan insanı ve Müslümanı yaralamış bulunuyor. Ancak bu duruma en güzel tepki, Fransa Paris olaylarını yaşayan bir Fransızdan geldi:

‘’5 milyon müslümanla kardeş olup, 10 000 barbarla savaşacağız.’’

"Nous fraterniserons avec 5 millions de musulmans et nous combattrons les 10.000 barbares"

Merak edenler aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirler.

https://twitter.com/BFMTV/status/666268798991880192

Çocuklara anlatırken de din üzerinden anlatmadan olayın sadece şiddet yönüne vurgu yapmak ve bu olayların yanlış yönlerini anlatmak yeterlidir. Çocuklar bu konuyu dinle neden ilişkilendirdiğini sorduğunda ise zaman zaman bu tür şiddet ve terör sorumlularının her dönem farklı konuları öne çıkararak o gruba dahil insanları olumsuz olarak etkilemek istedikleri ve amaçlarının korku yaratmak olduğu anlatılabilir.

Her şeyin ötesinde terör dünyanın gündeminde hep vardı ve anlaşılan o ki daha uzun süre de olmaya devam edecek. Ama öte yandan yaşam ve umut da hep var ve olmaya devam edecek.
Biz ise yaşanan olumsuzluğa rağmen terörün istediğini değil, hayatın istediğini yapmak üzere yaşamaya, gelişmeye, düşünmeye umut etmeye, sevmeye ve güvenmeye devam edeceğiz.

[2016-01-04]


Paylaşım:

BU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

turkiye-de-kadin-olmak-452

TÜRKİYE'DE KADIN OLMAK - KADIN HAKLARI GÜNÜ

Türkiye’de kadın olmak; her türlü olumsuzluğa rağmen, kadın olmak, anne olmak, insan olmaktır ve olabildiği her şey için mutlu olmaktır.

cocugunuz-kaybolursa-388

ÇOCUĞUNUZ KAYBOLURSA

Anne baba olarak çocuklarımıza karşı en büyük sorumluluğumuz yanlarında olsak da olmasak da güvenliklerini sağlama almak olmalıdır. O nedenle çocuklarımıza kaybolmaları ...

pandemide-hayvan-dostlarimiz-621051

PANDEMİ SÜRECİNE HAYVAN DOSTLARIMIZI DAHİL ETMEK

Birçok anne baba, çocuklarının hayvanlara olan ilgisini bilir, hatta çocuklar izin alabilseler sokakta gördükleri her tür hayvanı eve almayı isterler. Genellikle ...

sosyal-medya-63959

SOSYAL MEDYA BASKISI

Artık hayatlarımızda Sosyal Medya diye bir gerçek var. Birçoğumuz sabah gözümüzü açar açmaz ne olup bitmiş diye öğrenmek için oradayız. Yeme ...


MAKALELER
MAKALELER

Çocuk&Ergen, Yetişkin, Aile, Eğitim, Anne&Baba ... konulu makaleler.

VİDEOLAR
VİDEOLAR

Video arşivi, TV programları...

FOTOĞRAF GALERİSİ
FOTOĞRAF GALERİSİ

Sunum, seminer, söyleşi, eğitim çalışmalarımıza ait fotoğraflar.

BİZDEN HABERLER
BİZDEN HABERLER

Ne zaman neredeyiz? Bizi bu köşeden takip edebilirsiniz?

BASINDA BİZ
BASINDA BİZ

Bizimle ilgili basında yer alan haber, makale ve görseller...

2024. Site içeriğinin telif hakları SERAP DUYGULU'ya aittir.

Avinga | XML