Bir kadının en büyük hayali olan annelik, 9 aylık bir hamilelik döneminden sonra artık hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştüğünde eşlerin hayatında bir çok şey de geri dönülemez biçimde değişir.Daha önce birbirleri için hayat arkadaşı,eş olan iki kişi artık anne baba olmuştur ve küçük bir insanın büyük sorumluluğunu taşımak zorundadır.Bu ciddi bir sorumluluktur ve sadece bebeğin hayatına karşı değil kendi hayatlarına karşı olan yükümlülükleri de artmıştır.Düzenli gece uykuları,birbirlerine vakit ayırmalar, başbaşa ya da arkadaşlarla beraber gezmeler bir süreliğine de olsa bitmiştir.Üstelik hem yakın aile bireylerinin hem de yeni anne baba olmuş eşlerin bütün ilgileri bebektedir.Aylar boyunca merak ve heyecanla bekledikleri bebekleri artık kucaklarındadır ve gerçek anlamda bir aile olmanın mutluluğu ama bir o kadar da yoğun endişesi vardır.
Bebek ailelerin yaşamını büyük ölçüde kısıtlar.Dışarıya çıkıldığında artık öncelikli olarak düşünülen şey bebeğin eşyaları,biberonlar,mamalar,bezler,yedek kıyafetler, pusetler ve benzeri bir çok malzemedir. Dinlenmek,kendi kendine kalmak,sakin hoş sohbetler maalesef geçmişte kalmıştır.Özellikle gece uykusuzlukları çok yorucudur.Bebek ve ailenin bu düzeni oturtması zaman alır.Hemen hemen her iki üç saatte bir bebeği emzirmek anneyi ciddi olarak yorar,enerjisini tüketir.
Bu alışma ve uyum süreci içinde bir başka konu önem kazanır.Eşler arasında muhtemelen bir süredir sekteye uğramış olan cinsel yaşam....
Hamilelikle beraber eşler genellikle cinsel ilişkinin bebeğe zarar vereceği gerekçesiyle endişeye kapılabilirler. Bu konuda eğer hamilelik sorunlu değilse herhangi bir olumsuzluk yaşanmayacağı bilinmelidir.Hamileliğin son aylarında takibi yapan doktorun önerilerini dikkate alarak daha özenli davranmak gerekebilir.Ancak genellikle bir problem olmaz.
Doğum sonrasında ise iş biraz daha karmaşık bir hal alabilir.Çünkü doktorlar doğumdan sonraki 3 ya da 4 hafta boyunca cinsel ilişkiyi önermemektedirler.Loğusa kadının hem kanamasının sürmesi hem de vücudunun toparlanması amacıyla böyle bir ara vermek doğrudur.Daha sonrasında ise cinsel hayatın normal bir biçimde sürmesi beklenir.Ancak burada başka faktörler devreye girer.Annenin yoğun bir biçimde ürettiği hormonlar cinsel hayatın normale dönmesine izin vermeyebilir.Çünkü bebeğini emziren kadının vücudunda aşırı biçimde salgılanan prolaktin hormonu cinsel isteksizliğe yol açabilir.
Bununla birlikte gerek hormonal olsun gerekse psikolojik olsun kadınlar çok sık olarak ağrılı cinsel ilişki, vajinal kuruluk ya da cinsel isteksizlik gibi sorunlar yaşayabiliyorlar.
Hamilelik sonrası ortaya çıkan cinsel isteksizlik en çok kadınları etkilese de erkeklerin de benzer sorunları yaşadıkları görülmektedir.Daha önce eşi olarak beraber olduğu kadının birden annelik gibi kutsal bir kavramla özdeşleşmesi erkeğin eşine karşı cinsel isteksizlik geliştirmesine sebep olabilir.
Hamilelik ve doğumun sebep olduğu duygusal çalkantılardan dolayı anne doğum sonrası depresyona girebilir. Cinsel hayatın normalleşmesinin önündeki en önemli sorunlardan biri de bu olabilir.
Hamilelik nedeniyle eşler arasındaki cinsel yaşam askıya alınmışsa aradan geçen uzun zaman nedeniyle eski günlere dönmek zorlaşabilir.Loğusa kadın bebeğiyle birlikte yeni hayatına alışmaya çalışırken elbette ki çok yorucu bir dönem yaşamaktadır.Üstelik tüm ilgisi ve dikkati bebeği üzerindedir.Bazı anneler için cinsellik çok itici hatta gereksiz görünebilir.Bunun gibi pek çok sorunun kaynağı aslında öncelikle hormonal faaliyetten kaynaklanmaktadır.Kadının vücudu hem bebeğini emzirip büyütmek üzere hem de kendisini yeniden yapılandırmak amacıyla programlanmıştır ve pek çok hormon aynı anda inanılmaz bir yoğunlukla salgılanır.Bu yoğunluğun yarattığı etki cinsel isteksizliğin en önemli nedenidir.Zaman içinde hormonal sistem yerine oturur ve vücut eski dengesine ulaşır.Aradan geçen zamana rağmen cinsel isteksizlik devam ediyorsa bu sorunun altında başka psikolojik nedenler aramak doğru olur.
Eğer eşler evlilikte uyum sürecini sağlıklı olarak yaşamamışlarsa ya da hazır olmadıkları anda çocuk sahibi olmuşlarsa aileye katılan yeni üyenin getirdiği ciddi yük birbirlerinden uzaklaşmalarına yol açabilir.Bunun dışında kendi içlerinde yaşadıkları duygusal ve psikolojik sorunlar hamilelik ve doğumla birlikte tetiklenip ortaya çıkabilir.
Bazı durumlarda doğum sonrası estetik kaygılar ön plana çıkmakta ve kadınlar bedenlerinin hamilelik nedeniyle bozulduğunu düşünmektedir.Karında ve göğüslerdeki sarkmalar,alınan fazla kilolar,ya da oluşan çatlaklar kadınların kendi bedenlerine karşı olumsuz duygular geliştirmesine ve bundan dolayı cinsellikten kaçınmasına yol açabilir.Doğumdan sonra bazı bozulmaların olması normaldir ve biraz zaman ve sabırla bu sorunların üstesinden gelmek mümkündür.Aynı biçimde annenin ilgisini tamamen bebeğe yöneltmesi ve kendini ihmal etmesi erkeğin eşine olan ilgisini kaybetmesi gibi bir problem yaratabilir.Erkekler doğum sonrası cinsel hayatları konusunda genellikle endişeli olurlar.Ne zaman ne yapabilecekleri ve eşlerinin tepkisinin ne olacağı gibi sorularla doluyken aslında ilk yaklaşımı da kadından beklerler.Kadın hazır olduğunda zaten her şey normal olarak gelişir ve bir sorun yaşanmaz.Ancak bu geçişin olmadığı ve cinsel isteksizliğin devam ettiği durumlarda mutlaka uzmanlardan yardım alınmalıdır.Eğer ağrılı bir cinsel ilişki ya da vajinal kuruluk gibi bir durum söz konusuysa sorunun türüne bağlı olarak hem bir kadın doğumcunun hem de bir psikoloğun aynı anda devreye girmesi ve birlikte bir tedavi ve terapi programı oluşturmaları gerekebilir.
Uzayan cinsel isteksizlik ciddiye alınması gereken bir durumdur.Nedenleri doğru saptanıp gerekli tedaviye başlanmazsa sorun kronikleşebilir ve çözümü zorlaşabilir.Hamilelik ve doğum nedeniyle cinsel yaşamdan uzak kalmış eşler bir psikoloğun da yardımıyla kendilerine ait zamanlar oluşturmalı ve baş başa kalabilmek için fırsatlar yaratmalılar.Aile yakınlarının desteğini almak önemlidir.Hafta sonları bebeğin bakımını üstlenebilecek aile büyükleri bu geçiş dönemini kolaylaştırabilirler.Gün içinde annenin dinlenmesini sağlamak,ev işlerinde yardımcı olacak kişilerin katkısı annenin yükünü hafifletecek pratik yöntemlerdir.
Unutulmamalıdır ki anne ve baba olmanın dışında eşler önce kadın ve erkek olarak rollere sahiptir.Bu rollerin gerektirdiği ise sağlıklı bir cinsel hayatı sürdürebilmektir.
[2012-11-26]