ANA SAYFA » MAKALELER » ANNE & BABA » AİLE - ÇOCUK ÇATIŞMALARI Ve KURAL KOYMAK
AİLE - ÇOCUK ÜSTÜNLÜK ÇATIŞMALARI
Disiplin uygulamalarında en çok sıkıntı çekilen konulardan birisi budur. Yaşanan herhangi bir sorunda kimin sözünün geçeceği, kimin haklı olduğu neredeyse hayati bir mesele haline gelmiştir. Amaç, sorunu çözmekten daha çok üstünlük sağlama ve güç gösterisine dönüşür.
Genellikle, anne babanın tutumu kendi dediğinin yapılması, çocuğun da kayıtsız şartsız itaat etmesi şeklindedir. Bu düşünce yapısıyla, aile çocuk ilişkisi ilişkiden çok bir çatışma ve güç mücadelesine dönüşür. Aslında, çatışmalar olması doğaldır ve normal kabul edilmelidir.
Ancak sonuca ulaşmada kullanılan yöntem yanlıştır. Bir tarafın her zaman haklı yani kazanan olduğu, bir tarafın hep haksız yani kaybeden taraf olduğu çatışmalar maalesef her zaman sağlıklı sonuçlar vermez. Oysa birkaç küçük kurala dikkat ederek olumsuz sonuçlanacak bu tarz çatışmaların önüne geçmek mümkündür.
Ebeveynler tarafından sıklıkla uygulanan iki yöntem vardır:
- Ebeveyn Kazanır, Çocuk Kaybeder:
Bu yöntemde, aile çocuktan bir görevi yerine getirmesini ister. Çocuk karşı çıkar ancak, aile ısrar eder. Karşılıklı inatlaşmaların sonucunda aile çocuğu bir takım yaptırımlarla ya da güç kullanarak tehdit eder. Çocuk istenileni zorla da olsa yapar. Aile kazanmış ama çocuk kaybetmiştir.
- Ebeveyn Kaybeder, Çocuk Kazanır:
Aile, çocuktan bir görevi yerine getirmesini ister. Çocuk karşı çıkar, aile ısrar eder. Çocuk da ısrarcıdır. Aile, çocuğun inadını kıramaz, ısrardan vazgeçer. Çocuğun dediği olur. Burada da aile kaybetmiş çocuk kazanmıştır.
Ancak, doğru olan uygulama bu değildir. Doğru olan, her iki tarafın da kazanacağı bir yol bulmaktır. O da Kazan – Kazan Kuralı’dır.
- Kazan - Kazan Kuralı:
Bu yöntemde amaç, sadece taraflardan birinin dediğinin kabul edilmesi yerine her iki tarafı da mutlu edecek bir yol bulmaktır. Örneğin; giyinirken çocuğa annenin zorla giydirmek istediği bir giysi yerine, iki kıyafet arasından çocuğun seçim yapmasını sağlamaktır. Böylece hem anne zorlanmadan çocuğunu giydirebilecektir hem de çocuk seçimi kendi yaptığı için mutlu olacak ve kendine güveni artacaktır. Bu yöntemi, bütün çatışmalarda kullanmak mümkündür. Çünkü her iki taraf da kazanmıştır.
AİLENİN YAKLAŞIMI
Ailelerin, çocuklarıyla olan ilişkilerinde temel dört tip yaklaşım benimsedikleri görülmektedir.
- Pasif Yaklaşım
- Saldırgan Yaklaşım
- Yönetmeye Odaklı Yaklaşım
- Olumlu Yaklaşım
Pasif Yaklaşım:
Çocuğun, hemen her konudaki davranışlarına olumlu ya da olumsuz ayrımı yapmadan seyirci kalan ailelerin tutumudur. Çocuğun bütün istekleri yerine getirilir.
Saldırgan Yaklaşım:
Çocuğun, ailesi tarafından aşağılandığı, azarlandığı hatta şiddet gördüğü yaklaşım türüdür.
Yönetme Odaklı Yaklaşım:
Çocuğun davranışlarını kendi istediği biçimde yönlendirmek amacıyla her tür duygusal ve psikolojik baskı yoluna başvuran ailelerin tutumu bu başlık altında yer alır.
Ayrıca, çocuk, hep başkalarıyla kıyaslanır ve yetersiz olduğu duygusuyla büyür.
Olumlu Yaklaşım: Çocuğuyla sağlıklı iletişim kurmanın yolunu bilen aile yaklaşımıdır.Bireylerin uyması gereken kurallar net ve belirlidir.Herkes birbirinin sınırlarını bilir, saygı gösterir.Sorumluluk alma ve davranışın sonuçlarına katlanma bilinci vardır.Çatışmalardan uzlaşmayla çıkılır.
KURAL KOYMAK
Çocuklar büyüdükçe içinde yaşadıkları toplumun bir bireyi olarak sosyalleşmeyi öğrenirler. Toplum içinde yaşamak demek ise, birçok kuralı bilmek ve kurallara uymakla mümkün olur. Uyulması gereken kurallar şöyle sıralanabilir;
- Görgü Kuralları:
Görgü kuralları bireyin uyması gereken terbiye ve incelik kurallarıdır. Bu kurallar bütünü aslında, doğuştan itibaren hayatın her aşamasında öğrenmeye devam ettiğimiz önemli bir eğitim sürecidir. Yazılı kanunları yoktur ama kişinin toplum içindeki yerini ve konumunu belirler. Ailenin tutumu çocuğa model olacak şekilde belirlenirse görgü kurallarını öğretmek zor olmayacaktır. Görgü kuralları derken; sofra kültürü ve temizlik, toplum içindeki tavır ve davranışlar, hepimizin çok iyi bildiği büyüklere saygı küçüklere sevgi bilinci, selamlaşma, özür dileme, konuşma ve dinleme becerileri, oturup kalkma kuralları gibi kavramlardan söz ediyoruz.
- Saygı Kuralları:
Toplum içinde saygı görerek büyüyen çocuk, başkalarına da saygı gösterme becerilerini erken kazanır. İsteklerini, beklentilerini hatta kızgınlıklarını bile ifade ederken kendini kontrol edebilen, karşısındaki insanların duygu ve düşünceleri olduğunun bilinciyle empati kurabilen çocuklar, yine bu kurallara uyan, örnek olabilen aileler tarafından yetiştirilebilir.
- Vicdan ve Ahlak Kuralları:
Vicdanlı ve ahlaklı birey olmak, başkalarının hakkını gözeten, koruyan ve kollayan birey olmak demektir. İnsan ve hayvan sevgisi, toplum bilinci, dürüstlük, vefa duyguları vicdanla yakından ilgilidir.
- Trafik Kuralları:
Öncelikle kendi hayatımızı ve başkalarının hayatını tehlikeye atmadan yaya ve sürücü olarak bilinmesi, uyulması gereken bütün kurallardır. Çocuğun yürümeye başladığı çok küçük yaşlardan itibaren, öğretilmesi gereken en temel toplumsal kurallar bütünüdür.
- Hukuk Kuralları:
Yasalarla belirlenmiş ve uygulanmaması halinde cezai yaptırımları olan toplum hayatını düzenleyen kurallardır. Görgü kurallarından farkı, aileye, çevreye ve statüye göre değişmezler ve herkes için geçerlidirler.
- Okul Kuralları:
Okul, bir çocuğun ailesinin dışında ait olduğu en önemli sosyal kurumdur. Bilindiği gibi, kendine özel kuralları vardır. Okul çağına gelmiş, 6 – 7 yaşındaki çocuktan kurallara uyması beklenir. Ancak, kuralları da okul hayatı boyunca aşamalı olarak öğrenir. Okul dönemi içerisinde, çocuğa sağlıklı bir aile hayatı içinde öğretilmişse yukarıdaki bütün kuralları uygulaması sağlanmalıdır.
Arkadaşlarıyla uyumlu ve paylaşımcı ilişkiler kurması, öğretmenlerine ve büyüklerine saygılı davranması, kendisini ve çevresini temiz tutması, ödev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gibi tüm kuralları bünyesinde toplar.
Aileler, bir takım kurallar koyarken uygulanabilir ve kontrol edilebilir olmasına dikkat etmelidirler. Aksi takdirde, konulan kuralın hiçbir geçerliliği ve ciddiyeti kalmaz.
Çocuklar, hangi kuralın niçin konulduğunu, neden uymak zorunda olduğunu bilmek isterler. Bazı yaptırımlarda bulunurken ‘bu böyle olacak’ diyerek kestirip atmak yerine çocuğun yaşına, kapasitesine ve düzeyine göre gerekli açıklamalarda bulunmalısınız. Sadece siz öyle istediniz diye çocuktan net olarak anlamadığı kurallara uymasını beklemek gerçekçi olmaz.
[2015-08-06]
Günümüzde özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile birlikte geçmişten beri sıklıkla yaşanan çocuk istismarı vakalarını çok sık duyuyoruz. Son dönemlerde iyice ...
Çocuk istismarı bir çocuğun bir yetişkin ya da diğer bir çocuk tarafından fiziksel, cinsel, ruhsal tacize uğraması, rızası olmadan baskıya maruz ...
Nihayet yaz mevsiminin ilk ayı Haziran geldi. Yoğun tempoyla geçen okul dönemini sonlandırırken, önümüzdeki üç buçuk ayın en verimli şekilde geçmesi ...
Çocuğun çevresine karşı tepkili ve ilişkilerinde mesafeli davranıyor olması hemen hemen bütün çocuklarda görülebilen ve çekingenlik ya da utangaçlık olarak bilinen ...