ANA SAYFA » MAKALELER » ANNE & BABA » DİSİPLİN NEDİR
Çocuklar doğanın, evrenin, hayatın ve Tanrı’nın müthiş bir armağanıdır insanoğluna. Bu armağanın hakkını vermek, değerini bilmek zorundayız. İnsan başka hiçbir varlığı bu kadar içten, doğal, karşılıksız ve saf duygularla sevmez. Kendimizi bile önemsemeden, kayıtsız şartsız, bıkmadan usanmadan, her an ve her koşulda hayatımızın tam merkezinde yer verdiğimiz küçük meleklerimizdir onlar. Onlar olmazsa pek çok şey de olmaz aslında. Kocaman bir boşlukla yaşar gideriz. Gelecekle ilgili ne kadar planımız varsa hep onların üzerine kuruludur, amaçlarımız onların varlığıyla şekillenir.
Çocuklar olduğunda bizler de kadın ve erkek rollerimizden bir anda anne ve baba statüsüne terfi ederiz. Onlar olduğu için ebeveyn oluruz. Onlarla aile oluruz. Ve onlar doğduklarında bir anlamda hayatımızın anlamını buluruz.
Varlıklarıyla beraber hayatımızın akışını ve düzenini geri dönülemez biçimde ve kökten değiştiren çocuklarımızı büyütürken olumlu ve olumsuz pek çok duyguyu da yaşarız. Bizler ebeveyn olarak hangi durumda nasıl davranmamız gerektiğini el yordamıyla bulmaya çalışırız. Ya da çevremizden bize anlatılanlar çocuklarımızı eğitirken bize ışık tutar. Bizler de büyüklerimizin, kendi ailelerimizin yöntemlerini kullanarak ve doğru olduğuna inanarak onları hayata hazırlamaya çalışırız. Duyduklarımız ve bize anlatılanlar tecrübelere dayanan yöntemler olsa da her zaman tam olarak doğru olduğunu söylemek de mümkün değildir.
Özellikle günümüzde gelişen teknoloji ve iletişim olanakları sonucu bilgiye daha kolay ulaşıyor, birçok şeyi öğreniyoruz. Modern çağın getirdiği bütün bu imkânlarla birlikte çocuklar daha hızlı gelişiyor, eğitimin önemini kavrayan aileler de çocuklarına doğru eğitim vermeye çabalıyor.
Yaptığımız iş kolay değil, hatta dünyanın en zor mesleği. Çocuk yetiştirmek demek bir anlamda ‘İnsan Mühendisliği’ demektir. Onu bir birey olarak sağlıklı, güvenli, bilinçli, tutarlı bir yetişkin olarak görmek istiyorsak, elimizdeki saf hamuru nasıl şekillendireceğimizi de bilmek zorundayız.
Kendisine ve başkalarına saygı duyan, çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilen, özgüveni gelişmiş, başarılı, ne istediğini bilen ve kendisini ifade edebilen çocuklar yetiştirmek ciddi olarak emek ve sabır ister. Onların kendi deneyimlerini oluşturmaları konusunda biz sadece yol gösterici olabiliriz. Ebeveyn olarak bizim işimiz, bizim kopyalarımızı yetiştirmek değil, onların kendi kişilikleriyle kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamaktır. Bunu sağlamanın yolu, tutarlı ve sağlıklı bir aile ortamıyla ve doğru disiplinle eğitim verebilmektir.
DİSİPLİN NEDİR?
Disiplin; çocuk eğitiminin en önemli unsurudur. Temel amacı, davranışları biçimlendirmek ve dengeli bir yapı oluşturmaktır. Bu amacı gerçekleştirirken de dikkate alınması gereken üç kural vardır:
- Çocuktaki benlik ve özgüven değerini oluşturmak
- Sevgi, anlayış ve güven duygularını yerleştirmek
- Başkalarının kişiliklerine ve değer yargılarına saygı göstermek
Genel olarak, bu amaçları taşıyan disiplin, maalesef ceza kavramıyla aynı anlamda düşünülür.
Sanki disiplin uygulamak ödül ve ceza yöntemiyle çocuğa istenilen davranış ve kuralları öğretmek demekmiş gibi görülür. Aslında disiplinle verilmek istenen gerçekten de çocuğun içinde yaşadığı toplumla sağlıklı ilişkiler kurabilmesini, doğru davranış ve alışkanlıkları öğrenmesini sağlamaktır. Ancak bu zorlayarak ya da her şeyi ödül ve ceza gibi bir koşula bağlayarak olmaz. Doğru olan, çocuğun bu sorumluluğu isteyerek, kabullenerek almasıdır.
Çocuklar, bilindiği gibi, birçok davranışı başkalarını taklit ederek yani model alarak öğrenirler. Bu nedenle, çocuğun içinde yaşadığı ailenin ve toplumun da dengeli ve tutarlı bireylerden oluşması gerekir. Cezayla öğretilen her kural ya da davranış çocukta istenilen sonucu vermez. Dayakla ya da zor kullanarak disiplin vermeye çalışan aile;
- Çocuğun kendisine olan saygısını ve özgüvenini zedeler.
- Çocuğun şiddete yönelmesini teşvik eder.
- Anne babaya karşı korku, kızgınlık ve öfke hissetmesine yol açar.
- Başkalarının duygu ve düşüncelerine saygı göstermeyen, onlarla empati kuramayan bireyler yaratır.
Oysa disiplin verirken hiçbir ailenin istediği bu değildir. Eğer böyle olumsuz sonuçlar almak istemiyorsak olumsuz olan hiçbir şeyi de çocuklarımıza yapmamalıyız.
Sevilen ve saygı gören bir çocuk yetiştirmek için ona sevildiğini ve saygı duyulduğunu hissettirmek gerekir. Çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilen bir çocuk istiyorsak bizim de çocuğumuzla ilişkimizin sağlıklı olması gerekir. Vicdanlı, ahlak değerleri olan bir çocuk yetiştirmek için vicdanlı ve ahlaki değerlere önem veren bir ailede büyümesi gerekir.
Görüldüğü gibi ne görmek istiyorsak o olmak ve öyle davranmak zorundayız.
[2015-08-06]
Çocuklarımıza olan tutumlarımızda, eski kuşaklara göre bazı değişiklikler olduğunun hepimiz farkındayız. Yetiştirildiğimiz şekilde çocuklarımızı yetiştirmiyoruz, anne ve babalarımızın rollerinden uzaklaşıp yeni roller ...
Anne babaların çocuklarına hayatı zehir ettikleri iki önemli konudan birisi odasını toplamasıdır, diğeri dersini çalışmasıdır. Maalesef her ikisi de her zaman ...
Çocuklarla aynı odayı paylaşmanın gelişimlerine zarar verdiği şeklinde kesin bir yargıda bulunmak çok doğru olmaz. Ancak, aynı odayı paylaşmak da gelişim ...
Giderek gelişen teknoloji ile birlikte günümüz artık yeni kuşakların çağı oldu. Özellikle son 10 yılda, geçmiş yıllardakinden daha fazla bir kuşaklar ...