Çocuk bir aileyi tamamlayan en önemli unsurdur.Çiftler çocuk sahibi oldukları zaman gerçek bir aile olduklarının bilincine varırlar.Kendilerinden başka bir varlığın sorumluluğunu üstlenmek,karşılıksız ve tanımlanamaz bir biçimde sevmek dünyaya gelen bu minik varlığın hayata kattığı anlam eşlerin yaşamlarını ciddi olarak değiştirmektedir.Yapılan araştırmaların da ortaya koyduğu sonuç;çocuk sevgisinin yerini hiçbir şeyin tutmadığıdır.
Çiftler evlendiğinde yakın aile bireyleri tarafından beklenen sağlıklı çocuklara sahip olmalarıdır.Aile büyükleri torun sahibi olmak,eşler de anne baba olmak hevesindedirler ve her hangi bir sağlık sorunu yoksa genellikle doğal yollarla beklenen bebeğin aileye katılması gecikmez.
Ancak bazen her şey bu kadar kolay olmaz ve eşler çok istemelerine rağmen çocuk sahibi olamayabilirler. Bazı sağlık sorunlarının oluşturduğu olumsuz koşullar nedeniyle uzun tedaviler görülmesine rağmen sorun çözülmez.Bazen görünen herhangi bir problem olmamasına karşın çocuk sahibi olmak imkansız hale gelebilir.
Böyle bir durumda düşünülen tek çözüm evlat edinmektir.Gerçekten de uzun tedavilere ve çabaya rağmen çocuk sahibi olunamamışsa en doğru çözüm de budur.
Evlat edinmek söylendiği kadar kolay bir iş değildir.Gerek resmi işlemler sırasında gerekse evlat edindikten sonra ortaya çıkması muhtemel pek çok sorun yaşanabilir.
Bu karara varmış eşlerin kararları konusunda ne derecede gerçekçi olduklarını,beklentilerini çok iyi sorgulamaları gerekir.
Uzun işlemlerin ve beklemenin ardından bir çocuğu evlat edindikten sonra vazgeçmek mümkün değildir.
Evet vazgeçilebilir ama bunun vicdani sorumluluğunu taşımak kolay değildir.
Aslında bir çocuğu evlat edindikten sonra eğer evlatlık alınan çocuk bebekse çocuğun eve geldiği andan itibaren olanlar yeni doğmuş öz evladın eve gelmesiyle aynıdır.Tek fark sadece ailenin bildiği o minik sırdır.Bu çocuk aslında başkasının genlerini taşımaktadır ama büyütecek olan aile onu sahiplenen ailedir.
Bu gerçekten çok önemli bir karardır ve en ufak bir şüphe bile varsa gelecekte ciddi sıkıntılara yol açabilir.
O nedenle evlat edinmek isteyen bir aile,konunun hukuki ve vicdani boyutunu enine boyuna düşünerek karar almalı.Duygusal boyutu ise ayrı bir sorumluluktur.
Bir çocuğu evlat edinmek onu her şeyiyle benimsemek demektir.
Başarılarıyla ve başarısızlıklarıyla; olumlu ve olumsuz karakter özellikleriyle,sağlıklı ve hasta haliyle,uyumlu ve uyumsuz yönleriyle bir bütün olarak kabul etmek ve bir hayat boyunca ona aile olmak demektir.
Bilinmelidir ki kendi çocuğuna sahip olunca yaşanan sorunlar neyse onlar evlat edinilen çocukta da yaşanılacaktır.Bir çocuğun aile için getirdiği bütün yükümlülükler aynen geçerlidir.Sevgi ve kabullenme ise hem evlat edinilen çocuğun yaşı ve durumuyla hem de ailenin beklentileriyle yakından ilişkilidir.
Daha açık bir ifadeyle doğal yollardan ya da dolaylı yollardan çocuk sahibi olmak önemli bir karardır ve ailelere çok önemli sorumluluklar yükler.
EVLAT EDİNİLEN ÇOCUĞUN AİLEYE/AİLENİN ÇOCUĞA ALIŞMA SÜRECİ
Bütün resmi işlemlerden sonra nihayet bir çocuğu evlat edinebilmek çok heyecan verici bir durumdur.Özellikle ilk karşılaşma...
Eğer bebekse o durumun farkında bile olmayacaktır.Tipik bir bebeğin verdiği tepkileri verecektir.Eve gelindiğinde elbette ki aile bu duruma ayak uydurmak konusunda biraz zorlanacaktır.Bu zorluk aslında evde bir bebekle yaşamanın getirdiği zorluklardır.Burada evlatlık olması ya da öz çocuk olması pek bir şeyi değiştirmez.Gece uykusuzlukları ve beslenme saatleri düzene girene kadar bazı sıkıntılar yaşanması normaldir.Ama bebek yaşadığı aileyi çabuk benimser ve bebek açısından problem çıkmaz.
Burada ailenin duruma bakışı çok önem taşır.Pek çok aile ilk günlerin ve bebek olmasının getirdiği sıkıntılar nedeniyle pişmanlıklar yaşayabilirler.Özellikle uykusuzluk aile için yorucudur ve tahammül sınırlarını zorlayabilir.
Bu küçük varlığı gerçekten sevip sevemeyecekleri yönünde kuşkular duyabilirler ya da ona yeteri kadar iyi bakabilecekleri konusunda bir güvensizlik hissedebilirler.Bütün bunlar normaldir.Geçiş ve uyum süreçleri olarak düşünülmelidir.
Bir çocuk evlat edinen ailelerin ilk yaşadıkları sıkıntı çok ilginç bir biçimde ortaya çıkar.Bu çocuğu kime benzeteceklerini bilemezler.Öz çocuklar için kullanılan ‘gözleri tıpkı babası’ ya da ‘bu huyunu annesinden almış’ türü benzetmeleri yapamamak anne babayı üzer.Ama ilginç olan bir diğer nokta evlatlık alınan çocukların da aynı öz çocuklar gibi aile bireylerinden birisine benzeyebileceğidir.Huy ve karakter konusunda bilinmesi gereken en önemli konu ise her çocuğun kendi kişilik özellikleri ve farklılıklarıyla dünyaya geldiğidir. Dolayısıyla ister öz olsun ister evlatlık alınmış olsun her çocuk anne ve babasından farklı bir karakter geliştirebilir.Önemli olan ailenin benimsediği tutum ve oluşturduğu davranış kalıplarıdır.Çocuk sağlıklı bir aile ortamında büyüdüğünde ılımlı ve uyumlu bir çocuk olması beklenir.Buna bağlı olarak da yetişkinliğinde de sorumluluklarının bilincinde bir birey olur.
Evlat edinilen çocuk ve aile arasında çocuk bebekse çok fazla sorun beklenmez dedik ancak eğer çocuğun yaşı büyükse farklı etkenler devreye girer.Özellikle 2-3 yaş sonrası çocuklar durumun farkında olabilirler.Bu yaş çocuklarında iki tip davranış beklenebilir.Çocuk ya aileyi çok sevecek ve çabuk benimseyecektir.Ya da reddedecektir.Zor şartlar altında yaşamış ve bir kurum tarafından evlat verilmiş bir çocuk genellikle aileye daha rahat uyum sağlayabilir.Ancak ortam değiştiği için biraz şaşkındır.Anne baba çocuğu izlerken aslında çocuk da aileyi izlemektedir.Nasıl kabul göreceği,nasıl karşılanacağı,nasıl davranılacağı bu alışma süreciyle doğrudan ilgilidir.Daha önce kendisi gibi pek çok çocukla bir arada yaşamış olan çocuk bir anda geldiği aile tarafından yoğun ilgi bombardımanına tutulursa içe kapanabilir.Bazı davranış bozuklukları ortaya çıkabilir.O nedenle çocuğa gösterilecek ilginin dozu çok iyi ayarlanmalıdır.Her tür ihtiyacı karşılanacak şekilde düzenlenmiş bir evde çocuğun kendi başına kalabileceği alanlar yaratmak önemlidir.Onun da içine girdiği bu ortama alışması için zamana ihtiyacı vardır ve durumu gözlemleyip değerlendirmeler yapacağı unutulmamalıdır.
Yaşı daha büyük çocukların durumu biraz daha farklıdır.Öncelikle bilinmelidir ki o artık belirgin kişilik özellikleri olan bir bireydir.Keskin yargılara sahiptir. Değerlendirmelerinde katıdır.Önceden görerek,tanıyıp severek geldiği bir aileye uyumu daha kolay olur.Ancak geçmiş deneyimleri ve yaşamıyla ilgili çok sık kıyaslamalar yapabilir ve değerlendirmelerinde çok acımasız davranabilir.Ailenin hassasiyetini kullanma yoluna gidebilir.Ancak aileyle uyum ve alışma sürecindeki sıkıntılar aşıldıktan sonra büyütülmesi bir bebeğin evlat edinilmesine göre daha kolaydır.Evlat edinilmiş bir çocuk olduğunun nasıl söyleneceği gibi bir sıkıntı yaşanmayacaktır.O zaten durumu anlayacak bir yaştadır.Niçin evlat edinildiği ya da gerçek ailesinin niçin ona bakamadığı gibi sorularına da bir kez açıklık getirildikten sonra aynı soruları bir daha sormayacaktır.Üstelik sağlıklı bir aile ortamında sevgi ve ilgi görerek büyüdüğünde daha mutlu bir çocuk olacaktır.
Evlat edinilen çocuğun yaşı kaç olursa olsun mutlaka bir alışma süreci ve buna bağlı olarak sıkıntıların olması çok doğaldır.En önemli konu ailenin çocuğa olan yaklaşımı ve kabullenme düzeyindeki istikrar ve kararlılıktır.
[2012-12-03]