ANA SAYFA » MAKALELER » ANNE & BABA » POKEMON GO OYUNU
Son günlerde adını sıkça duyduğumuz bir oyun var: ‘Pokemon Go’ Teknolojinin hayatımıza girişiyle beraber sanal dünya kendi eğlence ve oyun kültürünü de oluşturmuş durumda. Sanal dünya olarak bahsetsek de teknoloji, sanal dünyayı gerçek dünyayla neredeyse birebir örtüştüren farklı araçlarla karşımıza çıkıyor.
Bunlardan en son tanık olduğumuz ise, çılgınlığı toplumu hızlı bir şekilde etkilemeye başlayan Pokemon Go oyunu oldu. Etkilerinden bahsetmeden önce, oyunun içeriğinden ve nasıl ilerlediğinden kısaca bahsetmek istiyorum. Oyunda, kullanıcılar GPS aracılıyla birbirlerini yani diğer pokemonları yakalamaya çalışır ve yakalanan pokemonlar diğer oyuncuların canavarları ile dövüştürülerek veya takas edilerek pokemonlara sahip olunur.
İlk bakışta basit ve eğlenceli gibi gözüken bu oyun, aslında o kadar da basit değil ve toplum için bazı tehditler içeriyor. Nitekim bazı ülkelerde pokemonlar bir yere yönlendirilerek ve sıkıştırılarak hırsızlık olayları gerçekleştirilmiştir. İnsanların tüm dikkatlerini sanal ortama vererek birbirlerini takip etmesi, nerede olduklarından ve kiminle karşılaşacaklarından habersiz olması, güvenlik riski bulunması gibi tehlikeler bu oyunun en büyük tehlikesi. Bununla birlikte, yetişkinlerin birbirlerine ve çocuklara zarar verme ihtimallerinin artması, pedofililerin daha fazla ortaya çıkması, siber zorbalığın daha fazla görülmesi, suç oranlarıyla birlikte ölüm oranlarının da artması bekleniyor. Yalnızca bir oyundan tüm bunların gerçekleşme ihtimali şaşırtsa da, ne yazık ki gerçek. Yalnızca birkaç ay önce tüm dünyaya yayılan bu oyun bu kadar ciddi vakalara yol açmışken, insanların daha fazla oynaması ve daha çok bağımlı hale gelmesiyle birlikte tehlikenin gittikçe artması bekleniyor.
Genel olarak internet kullanımı konusunda çocuklarımızı uyarmak ve sınır koymak gerektiğinden her zaman bahsediyoruz. İnterneti ve teknolojiyi yadırgamak veya hayatımızdan tamamen çıkarmak hem mümkün değil, hem de doğru değil. Teknolojinin hayatımıza olan etkisini ve faydasını yok sayamayız, önemli olan doğru kullanmaktır. Bu yüzden de, çocuklarımızı doğru yönlendirmek ve onlara örnek olmak gerek. Bu noktada Pokemon Go oyununun kullanıcılarının genellikle genç bireyler olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Bunun dışında, oyunun olumlu etkilerinden de söz edebiliriz. Sosyal ortamlara girmekten çekinen, sosyal fobi ve kaygı bozukluğu yaşayan, evden çıkmayan ve hareket etmeyen bağımlı kişilerin bu özelliklerini aşmalarına yardımcı olabilir. Pokemon arayışı sırasında bolca yürümek, insanlarla karşılaşmak ve kimi zaman iletişimde bulunmak, grupların içine girerek ortak bir noktada sohbet edebilmek, bu oyunun faydalı tarafları olarak düşünülebilir.
Oyun oynamak çocukların gelişimi açısından önemli bir ihtiyaç. Öte yandan oyun yetişkinler açısından da çok önemli bir işleve sahip. Günlük hayatın telaşı ve stresinden uzaklaşmayı sağlayarak olumsuz duygu ve düşüncelerden uzaklaşmak için iyi bir mola görevi görüyor. Bu bakımdan oyunlar hayatımızda olmalıdır ve özellikle çocuklar oyun oynamaya teşvik edilmelidir. Ancak oyun derken bu kelimenin pek çok farklı alana ait malzeme ve etkinliği kapsadığını da unutmamak gerek. Özellikle sanal dünyaya ait oyunların çocuklar üzerindeki etkisi ve çocuklara olan etkisi dikkatle düşünülmeli ve hiçbir oyun basit bir oyun olarak görülmemeli. Bu noktada anne babalara çok önemli görevler düşüyor. Hem bilinçli bir internet kullanıcısı olmaları hem de çocuklarını kontrolsüzce bilgisayar oyunlarıyla başbaşa bırakmamak konusunda sorumluluk almaları gerek.
İnternet masum bir alan değil ve sınırsızca internette gezinen çocukların ve elbette yetişkinlerin karşısına çıkacak insanların da masum olmayabileceğini unutmayalım.
[2020-01-19]
Lohusalık Depresyonu olarak tanımlanan durum, aynı zamanda Doğum Sonrası Depresyon olarak bildiğimiz durumdur. Lohusa Depresyonu'nun Biyolojik ve Psikolojik olmak üzere iki yönü ...
Deri ve sinir sistemini birlikte etkileyen hastalıklar arasında en yaygın görülen hastalık kısaca NF olarak tanımlanıyor ve çok yaygın olarak görülen ...
Günümüzde hayat şartlarının getirisiyle, çalışan anneler yoğunlukta. Bazı aileler küçük yaşta kreş/anaokulu eğitimine başlayarak, bazı aileler eve bir yardımcı alarak, bazıları ...
Son yıllarda ortaya çıkan yeni bir kavram, özellikle 13- 23 yaş arasındaki gençlerin karşı cinsle olan romantik ilişkilerinde sıklıkla karşımıza çıkan ...