Çoklu zeka kavramı bir öğrenme psikoloğu olan Howard Gardner tarafından ortaya konmuştur. Üzerinde görüş birliğine varılmış 8 çeşit zekâ bulunmaktadır. Her insanda bu zeka türlerinden biri baskın olmak koşuluyla bir ya da birkaç türü bulunmaktadır.
Eylül ayıyla birlikte, hem çocukların hem de ebeveynlerin okul telaşı başladı. Bu dönemde okulların eğitimiyle ilgili endişeler, çocukların uyum sorunu yaşamalarına dair kaygılar, maddi ve manevi sorumluluklar artabiliyor.
Öncelikle okula başlayacak olan çocukları iki ayrı grupta incelemek gerekli. Birincisi; daha önceden anaokuluna gitmiş ve okul konusunda tecrübeli olan çocuklar, diğeri de ailesinden ilk kez ayrılacak ve okula gidecek olan çocuklar.
Uzun bir yaz tatili daha bitti ve özellikle ebeveynleri telaşa sokan okul hazırlıkları başladı. Gerek okula yeni başlayanlar için gerekse yeniden okula dönen öğrenciler için heyecanlı bir döneme girdik. Okula yeni başlayan çocuklar açısından eğer okul öncesi eğitim kurumlarına devam etmemişlerse bazı sıkıntılar yaşanabilir.
Nihayet yaz mevsiminin ilk ayı Haziran geldi. Yoğun tempoyla geçen okul dönemini sonlandırırken, önümüzdeki üç buçuk ayın en verimli şekilde geçmesi için neler yapabileceğimiz konusunda önemli noktalara değinmekte fayda var.
Çocuklar okulların kapanmasını dört gözle beklerken, anne babaların da tatil öncesi sağlıklı bir plan yapması gerekli. Çünkü günümüz şartlarında çocukların gün geçtikçe değişen davranışlarını şekillendirmek ailelerin elinde. İşte yaz tatili de bu değişimi ve gelişimi olumlu yönde desteklemek açısından önemli bir zaman dilimi.
Çocuklarımız ilk çocukluk yıllarını bitirip 6-7 yaşlarına geldiklerinde, hayatlarının bizden sonraki en önemli varlığıyla tanışırlar: öğretmenleriyle!
Okulun amacı çocuklara sadece akademik eğitim vermek değildir. Öncelikle çocuklarımızın sağlığı ve okuldaki güvenliği önemlidir. Güvenliğini sağlayamadığınız çocuğa akademik olarak bir şey veremezsiniz.
Son yıllarda yetiştirdiğimiz çocuklarda ve ebeveynlerinde inanılmaz bir değişim yaşanıyor. Çocuklar hızla büyüyor, küçük kadınlar ve küçük adamlara dönüşüyor.
Ergenlik ilkokul yaşlarına indi, 8-9 yaşındaki çocuklar erken ergenlik dediğimiz biyolojik ve psikolojik bir evrim geçiriyorlar. Bedenleri büyürken, psikolojileri hazırlıksız yakalanıyor.
Biz yetişkinler de çok hazırlıksızız bu beklenmedik değişim ve gelişime.
Siz çocuğunuza sağlıklı beslenme bilinci aşılamaya çalışırken, sınıfta öğretmeni sebze, meyve yemenin onların gelişimi için ne kadar önemli olduğunu anlatırken, aynı okulun bahçesinde bulunan kantinde envai çeşit cazip ama gereksiz madde satılabiliyor.
Eylül ayının gelmesiyle beraber bütün anne babaları yeni eğitim yılının heyecanı sardı.
Okula yeni başlayan çocukların heyecanı ayrı, okula devam edenlerin ayrı, farklı bir eğitim düzeyine geçen çocukların ve ailelerin telaşı ayrı.
Öğretmenlik zor, çok zor bir iş. Bizler evde bir iki çocukla bile baş etmekte zorlanırken bir sınıf dolusu çocuğa ders anlatmak, onları eğitmek gerçekten dünyanın belki de en zor görevi. Bu zor görev için buna uygun kişilikte ve psikolojide değillerse lütfen bu işi yapmasınlar.
Hayatlarının büyük bir kısmını okulda geçiren çocuklarımızla kuracağımız ilişkilerde temel kural bütün iletişim kanallarının açık olmasına dikkat etmek. Çünkü ancak bu kanallar açık olursa onunla sağlıklı bir ebeveyn çocuk ilişkisi kurabiliriz.
Çocukları okula giden anne babalar olarak heyecanlı bir dönem yaşadık. Bir eğitim yılının yarısını bitirdik ve çocuklarımız karnelerini aldı. Karne meselesi, neredeyse okullaşmaya beraber başlamış ve bütün modern gelişmelere karşın ısrarla bizim için sorun olmaya devam ediyor.
Disiplin denildiğinde hemen hemen bütün anne babaların kafasının karıştığını ve çocuklarına karşı nasıl bir tutum izleyecekleri konusunda bocaladıklarını görüyoruz. Maalesef disiplin hala ceza ile eş anlamlı olarak algılanıyor. Oysa disiplin dediğimiz kavram, çocuk eğitiminin en önemli unsurudur.