Çocuklar okula başladıklarında genellikle çok istekli ve heyecanlı olurlar.Çünkü okul yeni arkadaşlar,yeni bir çevre demektir.Özellikle ilkokula başlayan bir çocuk için okulun bir diğer anlamı kalemlerle ve kağıtlarla bol bol oynamak,yazı yazmak,resim yapmak gibi faaliyetlerden oluşur.Daha önceden okul öncesi eğitim almış bir çocuk için bu, oyunun farklı bir yerde devamı anlamına gelir.Ancak çocuk derslerle karşılaştığında işler değişir.Artık uzun sürelerle oturmak, öğretmenini dinlemek ve onun anlattıklarını öğrenmek zorundadır.Üstelik her an istediği gibi gezip dolaşmasına ve konuşmamasına da izin verilmemektedir.Zil denilen bir şey vardır ve zil çalmadan kimse oturduğu yerden kalkıp gidemez. Heyecanla arkadaşlarıyla konuşmaya çalışan çocuk engellenmektedir ve canının istediği pek çok şeyi yapması yasaktır.Sadece kurallar ve ödevler vardır.Kurallara uymayanlar da ceza almaktadırlar.
Böyle bakınca durum ne kadar tatsız görünüyor.İşte çocuklar da bir süre sonra okulla ilgili olarak böyle düşünmeye başlayabilirler.Çocuklar artık büyüdükleri yolunda mesajlar alarak okula başladıkları için ders çalışma sistemi oluşturmaya çalışırken bunalabilirler.
Oysa okul çağı çocuğu aynı zamanda oyun çocuğudur.Oyuna ayırdığı zamanın büyük bir bölümünü artık okulda ve derslerle geçiren çocuk okuldan soğuyabilir.
Çocukların okulla ilişkisini aslında baştan belirleyen ebeveyn tutumlarıdır.Okula başlayan çocuğa ilk günden ağır sorumluluklar vermek,ders,ödev ve disiplin üçgenine hapsetmek, okula alışma aşamasını henüz atlatamamış çocuğu çok zorlar.Özellikle ilkokula yeni başlayan çocuklardan bir yetişkin davranışı beklemek anlamsızdır.Onlar hala eve dönüp oyuncaklarına kavuşma hayalleri kurarken,okuldan gelir gelmez dinlenmesine bile fırsat verilmeden dersin başına oturtmak,bütün çalışmaları beraber yapmak yanlış bir tutumdur.İlk günden itibaren ödevlerini ya da dersleriyle ilgili faaliyetlerini kendi başına yapmasını sağlamak, ilgili bir izleyici olmak önemli bir yardım yöntemidir.Çocuğun bu çalışmalarında özgür davranabilmesi onu rahatlatır.Yanlışlar yapar ama bu yanlışlarla doğruları da bulmayı öğrenir.Kendi başına bir şeyler başarabilme duygusunu yaşamasına fırsat vermek gerekir.
Her şeyin ötesinde çocukların okulu sevmesinin en önemli koşulu iyi bir okul ve iyi bir öğretmendir.Çocuğu okula hazırlamak velinin görevidir ama okula başlamış bir çocuğun okulu sevip sevmemesi öğretmenin becerisine kalmıştır.Normal şartlarda bir çocuk zaten okulu sevmek için pek çok nedene sahiptir.Onlar:
Kendisinden büyük yaşta kardeşleri varsa onlar gibi abi ya da abla olmak.
Yeni arkadaşlar
Yeni bir çevre
Yeni şeyler öğrenmek vb. gibi pek çok gerekçelerle okulu sevmeye hazırdırlar.
Ama hazır olmakla çocuğun bu beklentilere uygun bir okulla ve eğitimle karşılaşıp karşılaşmayacağı farklı şeylerdir.Beklentiler oluşturulduktan sonra gerçekleşmezse büyük hayal kırıklıkları yaşanır.İş bu noktaya gelmeden doğru önlemleri alarak çocuğun okula alışmasını ve severek gitmesini sağlamak için,ailelerin okulla yakın işbirliği içinde olmaları büyük önem taşır.Çünkü okul kısa dönemli bir süreç olmadığı için çocuğun enerjisini uzun sürelerle canlı tutmak kolay değildir.
Okula başlayan çocuğun okula niye gitmesi gerektiğini açıkça anlayabilmesi,neler yapması gerektiğini bilmesi gerekir.Okulu sadece bir oyun yeri olarak göstermek yanlıştır.
Bazı sorumluluklar alacağını ,artık büyüdüğünü,kitaplarını kendi kendine okuyabileceğini söylemek ve beklentilerine uygun ama gerçekçi bir okul portresi çizmek yararlı olur.Hayal ettiğinden farklı bir okul hayatıyla karşılaşan çocuğa okulu sevdirmek çok zor olacaktır.
Bu açıdan çocukların anlayabileceği ifadelerle,okulu sevmek için bazı nedenler sunmak olumlu bir etki yapabilir.
• İyi bir okul ve iyi bir öğretmen:
Okula başlayan çocuk için öğretmen aile kadar hatta belki daha fazla yakınlık duyacağı bir modeldir. Öğretmenin tavrı çocukta motivasyonu ve ilgiyi olumlu yönde etkiler.
• Çocukla işbirliği yapan,ona güven duyan ebeveynler:
Eğitim hayatı boyunca ailesinden destek gören ve kendisine güven duyulan çocuk başarılı ve daha öz güvenli olur.
• Çocuğun seçimiyle alınmış okul malzemeleri:
Okul malzemeleri çocuğu heveslendirmek açısından büyük önem taşır.Onun zevkleri göz önünde bulundurularak yapılan okul alışverişi o malzemeleri kullanarak ders yapacak çocuk için derse oturmak daha keyifli olur.
• Yeni arkadaşlar,yeni oyunlar:
Okul çocuğun aile dışındaki ilk sosyal çevresidir.Burada yeni arkadaşlar edinecek,yeni oyunlar öğrenerek paylaşma bilinci edinecektir.
• Artık kendi başına okuyup yazabilmek:
Daha önce okuyamadığı kitapları artık kendi kendine okuyabilme ve yazabilme becerisini kazanmak çocukta kendini ifade etme yeterliliğini artıracaktır.
• İlgi ve yeteneğine göre bir faaliyete katılmak:
Okullar genellikle çocukların bir sosyal faaliyete katılmalarını destekler.Eğitsel kollar gibi çalışmalara katılmak,spor ya da müzik etkinliklerinde yer almak bir gruba ait olma duygusu vermesi açısından önemlidir.
• Arkadaşları tarafından kabul görmek,onaylanmak:
Aile içinde sınırlı sayıda insanla muhatap olan çocuk okulla beraber artık kalabalık bir topluluğun üyesidir.Bu topluluğun kurallarını ve bu kurallara uygun davranmayı öğrenecektir,sınırlar içinde kalması halinde onay görecek,uyumlu bir birey olarak kabul edilecektir.
• Başarılı çalışmalarda kazanabileceği sözel taktir ve ödüller:
Sorumluluk almak ve bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmek gibi sosyal bir birey olmanın da ilkelerini okulla beraber kazanan çocuk,başarılarıyla taktir ve teşvik edilirse olumlu davranışları pekişecektir.
• Arkadaşlarıyla eğlenceli bir eğitim ortamı:
Okula başlayan ve bir gruba dahil olan çocuk pek çok kararı sınıf arkadaşlarıyla beraber alacaktır.Grup çalışmalarına katılan çocuk eğlenirken aslında öğrenecektir.
• Zorluklarla başa çıkabileceği yeni çözüm yolları öğrenme:
Aldığı eğitimi hayatına uygulama becerisi ve kazandığı becerilerle sorunlarla başa çıkma yöntemleri geliştirecektir.
Bu nedenler ve iyi bir okul aile işbirliğiyle çocuğa okulu sevdirmek kolay olacaktır.Zaman içinde bazı sorunlar yaşanması normaldir.Çocuklar eğitim hayatları boyunca bazı iniş çıkışlar yaşayabilirler.Hayata hazırlanan çocukların kendi yaşam deneyimlerini kazandıkları unutulmamalıdır.Bu deneyimler olumlu ve olumsuz sonuçlarıyla beraber bir bütündür.Önemli olan ailenin çocuğun yanında yer alması, sorunlarına karşı dikkatli ve ilgili davranmasıdır.Doğru eğitimle yoğrulmuş çocuklar kendi çözümlerini kendileri bulma yeterliliğini kazanmış bireyler olurlar.Eğitimin amacı da bu olmalıdır.
[2012-11-26]