Çocuklarımız ilk çocukluk yıllarını bitirip 6-7 yaşlarına geldiklerinde, hayatlarının bizden sonraki en önemli varlığıyla tanışırlar: öğretmenleriyle!
Öğretmen, hem kişilik olarak hem de toplumsal rolleri bakımından çok önemli bir yere ve etkiye sahiptir. Özellikle çocuklarımızın gözünde öğretmen bir kahraman, bir anne, bir baba, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, mucizevi bir insandır. Çocuklar kendi ailelerinin dışındaki ilk kurum olan okula başladıkları zaman aslında çok uzun soluklu bir süreç de başlamış olur. Eğitim gerçekten de son derece zorlu, yorucu, emek ve sabır isteyen uzun yıllar demektir.
Bu zorlu sürecin en önemli yapı taşı ise öğretmenlerimizdir.
Okul, eğitim, ders, ödev, sınav kavramlarının tam orta yerinde duran figür de öğretmendir.
Öğretmenlerimizden çok şey bekleriz, onlar sadece çocuklarımızın gözünde değil, biz anne babaların gözünde de kahramandır, onlar bizim için de mucize yaratan insanlardır. Çünkü onlar eğiticidir ve çocuklarımızı eğitecek kadar donanımlı ve yeterlidir. Her birimiz buna inanırız ya da inanmak isteriz.
Zaman zaman okulla ve eğitimcilerle ilgili sorunlar yaşasak da, bazen hayal kırıklıklarına uğrasak da onlar hem kendi hayatlarımızın, hem de yavrularımızın gizli ve açık kahramanlarıdır.
Hepimiz okula başladığımız günleri, öğretmenimizle tanıştığımız anları az ya da çok hatırlarız. Hepimizin öyle ya da böyle hatıralarımız vardır. Öyle ki, okul döneminde bizim için ciddi sorun olmuş olaylar ve insanlar vardır şimdi gülümseyerek hatırladığımız.
Onlar, bizler büyüdükçe önemli günlerde anımsayıp, kutladığımız, sonra unutup gittiğimiz öğretmenlerimiz. Onlar hayatlarımıza şekil veren, kişiliklerimizi biçimlendiren mimarlarımız aslında. Bu yönünün pek farkında değiliz.
Yeniden bir öğretmenler günü kutlayacağız, yine uzun söylevler, vaatler dinleyeceğiz. Ama en değerli varlıklarını, çocuklarını öğretmenlerin ellerine ve vicdanlarına bırakmış biz anne babaların da sevgili öğretmenlerimiz için yapabileceği şeyler var.
Örneğin onların okulda öğretmen olmalarının dışında, kendi çocuklarının anne babaları olduklarını, onların da bizlerle aynı sıkıntıları yaşadıklarını unutmayacağız. Özellikle ekonomik sıkıntılarla boğuşan insanlarımız arasında öğretmenlerimizin de maddi imkansızlıklar yaşayabileceklerini ve bu sıkıntılara rağmen çocuklarımızın eğitimi ile canla başla uğraştıklarını bilerek hareket edeceğiz.
Öğretmenlerimiz çatışma yaşayacağımız insanlar değiller, onlarla karşı cephelerin insanlarıymışız gibi bir ilişki kurmak yerine, bizimle aynı amaç uğruna çabalayan bir eğitim uzmanı olduğunu fark edeceğiz.
Çocuklarımızla bizden daha çok zaman geçiren onlar oldukları için zaman zaman yavrularımızı bizden daha iyi tanıyan insanlar olmaları sebebiyle, öğretmenlerimizin söylediklerini ciddiye alacağız ve duyarlı davranacağız.
Her şeyin ötesinde onların da günlük telaşeler içinde üzüntüler yaşayan, hayal kırıklıkları ve mutlulukları olan, zaman zaman gerginlikler yaşayan normal insanlar olduklarının bilincinde olacağız.
Bütün bunların ışığında biz öğretmenlerimize karşı hassas ve saygılı davranacağız, çocuklarımıza da bu duygu ve düşünceleri aşılayacağız.
Öğretmenlerimizden beklediklerimiz elbette çok fazla olacak, olmalı da zaten. Sonuç olarak eğitim işinin uzmanı onlar. Onlardan beklentilerimizi dile getirirken, bizler de anne baba olarak kendi sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız.
Uzun ve zorlu bir eğitim sürecinde çocuklarımızın yoluna ışık tutacak en önemli varlıklar öğretmenlerimiz olacak. Onlardan beklediğimiz çocuklarımızı iyi yetiştirmeleri ise, ellerine emanet ettiğimiz çocuklarımıza bu duyguları öncelikle aile ortamında verebileceğimizi unutmamalıyız.
Çocuklar bizim yansımalarımız, bizim aynalarımız. Öğretmenlerimiz çocuklarımızın kişiliklerini kazanmalarında çok önemli varlıklar. Sağlıklı bir aile ortamında ihtiyacı olan ilgi ve sevgiyi görerek büyümüş bir çocuğun öğretmeniyle kurduğu ilişki bambaşka olacaktır.
Öyleyse öncelikli amaç, eğitime, öğrenmeye hazır sağlıklı bir çocuk yetiştirmek ve öğretmeniyle olan ilişkisinde kendini ifade edebilen çocuğu aile olarak desteklemek olmalıdır. Geri kalan her şey öğretmenimizin donanımları ve becerisiyle hallolur. Öğretmen öğrenci ilişkisinde bizler öğretmenimizle işbirliği içinde olmalı ve onlara güven duymalıyız. Çocuklarımıza aşılacağımız duygu da bu güven duygusudur. Öğretmenine güven duyan çocuk, çevresiyle ilişkilerinde son derece uyumlu olur ve akademik başarı anlamında kendisine düşüne sorumlulukları üstlenebilir.
Öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor ve yeni eğitim yılında başarılar diliyorum. Unutmayalım, hepimiz ortak bir amaç için, çocuklarımız için uzun bir yola çıktık ve birbirimizi desteklemekten başka şansımız yok.
[2015-10-27]
Yaz okulu araştırırken arayacağınız nitelikler arasında gerçekten vaat edilen faaliyetlerin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek çok önemli.Yaz okulu kapsamında verilen hizmetler neler,kaçar ...
Çoklu zeka kavramı bir öğrenme psikoloğu olan Howard Gardner tarafından ortaya konmuştur. Üzerinde görüş birliğine varılmış 8 çeşit zekâ bulunmaktadır. Her ...
Okulun amacı çocuklara sadece akademik eğitim vermek değildir. Öncelikle çocuklarımızın sağlığı ve okuldaki güvenliği önemlidir. Güvenliğini sağlayamadığınız çocuğa akademik olarak bir ...
Anne baba olarak hayatımızın belki de en önemli seçimlerinden biriyle karşı karşıya kaldığımız anlar bizi en çok bunaltan dönemlerdir. Gözümüzden sakınarak büyüttüğümüz ...