Nihayet yaz mevsiminin ilk ayı Haziran geldi. Yoğun tempoyla geçen okul dönemini sonlandırırken, önümüzdeki üç buçuk ayın en verimli şekilde geçmesi için neler yapabileceğimiz konusunda önemli noktalara değinmekte fayda var.

Çocuklar okulların kapanmasını dört gözle beklerken, anne babaların da tatil öncesi sağlıklı bir plan yapması gerekli. Çünkü günümüz şartlarında çocukların gün geçtikçe değişen davranışlarını şekillendirmek ailelerin elinde. İşte yaz tatili de bu değişimi ve gelişimi olumlu yönde desteklemek açısından önemli bir zaman dilimi.

Öncelikle teknolojiyle başlamak gerek. Çocuklarda teknoloji kullanımın sınırlarını çizmek ailelerin baş etmekte zorlandıkları en önemli sorunlardan birisi. 9 ay boyunca sınavlar ve ödevlerle boğuşan çocuklar, yaz tatilinde boş zamanlarını teknolojik aletlerle ve medya araçlarıyla geçirerek stres atmak istiyorlar. Çok çalıştıklarını, yorulduklarını düşünerek onların bu isteğini kırmamak anne babalar için doğru gibi görünse de sınırsızlık yerine sağlıklı sınırlar çizmek çok önemli. Sosyal medyada özel hayat kavramının ve kişisel sınırların ne demek olduğunu unutmamak gerekiyor. Doğru kullanılmadığında, kötü niyetli kişilerin olumsuz eylemleriyle karşılaşmak an meselesi.

Çocukları bu tür olumsuz durumlardan korumak da ailelerin görevi. Bu nedenle neler yapılabileceğini tekrar hatırlamakta fayda var:

* Günlük internet kullanımına bir sınır getirilmeli.

* Çocuğun tatil dönemindeki zamanı sadece kurslarla ve  derslerle geçmemeli.

* Yaz döneminde mutlaka sosyal aktivitelere, müzik ya da spor dallarına yönlendirilmeli.

* İlgi ve yeteneğini fark eden çocukların, diğerlerine göre daha az stresli oldukları unutulmamalı

* Sosyal medya aracılığıyla arkadaşlıklar kurmayı tercih eden çocuklar, mutlaka sosyalleşebileceği ortamlarda bulundurulmalıdır.

Tüm bunları dikkate alan ancak sonuç alamayan ailelerin şu soruyu kendilerine sormaları gerekli: ‘Acaba ben internette ne kadar vakit geçiriyorum?’
İşte en önemli aşama da bu. Anne babaların çocuklarla birlikte vakit geçirirken teknolojiyi de yanlarında ne kadar bulundurduklarını bilmeleri gerekli. Dışarıda sıklıkla karşılaştığımız bir görüntüdür, anne, baba ve çocuklar bir yerde otururlar ve hepsinin ellerinde birer telefon, tablet ya da bilgisayar bulunur.
Sohbet etmek veya kaliteli zaman geçirmek ihtiyacı hissetmezler.
Diğer bir görüntü de şudur, istediği şey olmadığında ağlayan ya da yemek yedirilmeye çalışılan çocukların ellerine tablet verilerek susturulması. Aslında çocukların ellerine teknolojiyi getiren, hayatta stres atabildikleri tek mecra olmasını sağlayan biraz da biz yetişkinleriz. Her şeyin bir denge içerisinde yürütülmesi gerektiğinin, çocuk yetiştirirken kural koymayı gözden çıkardığımızın, kolay gelen yöntemlerin sonuçlarını düşünmediğimizin farkında olmamız gerek.

Peki, çocuklarımız için çok değerli olan bu yaz tatilinde ne yapmalıyız?
Derslerini ve özellikle de kitap okumayı ihmal etmemeli. Bu konuda sabırla onları yönlendirmek gerek. Oyun oynamasına ve arkadaşlarıyla vakit geçirmesine imkan tanımak ve sağlıklı ortamlar yaratmak çok önemli.
Elbette zorlukları var; çocuklar evlerinin önünde bile oyun oynarken güvenlik tehdidi altında, gidebilecekleri ve özerkleşebilecekleri ortamlara güvenmek neredeyse imkansız. Fakat tamamen evde vakit geçirmelerini beklersek onlara haksızlık etmiş oluruz. Bu yüzden belediyelerin de dahil olduğu ücretli/ücretsiz kurslara gönderebilir, yaz okullarına verebilir, arkadaşlarıyla görüşüp sosyalleşmesini sağlayabilir, doğayla bolca vakit geçirebileceği yerlere götürebiliriz. Bir çocuğun gelişiminde mutlaka yer alması gereken şeylerden biri de şüphesiz ki ağaç ve topraktır.

Çocuklara ayrılan ve beraber geçirilen zaman hem çocuklara hem de topluma son derece değerli geri dönüşleri olan zenginliğimizdir.

Tatil boş vakit değildir.
Hindistan’lı yazar ve şair Tagore’un dediği gibi: Boş zaman yoktur, boşa geçirilen zaman vardır.

[2017-06-14]