Birçok insan farkında değildir ama aslında tam bir iş koliktirler. Özel hayatlarında ya da sosyal yaşamda olmadıkları kadar aktif ve mutlu olabildikleri anlar iş yaptıkları anlardır. Bu kadar yoğun çalışmak belki o kadar önemli olmayabilir ama eğer özel hayatınızdan, evinizden, çocuklarınızdan ve kendinizden bile daha fazla yer tutmaya başlamışsa iş hayatınız artık size zarar veriyor demektir ve bu sağlıklı bir durum değildir.
Aşağıdaki sorular işinizle aranızdaki ilişkinin boyutunu anlamanıza yardımcı olabilir:
İşiniz hayatınızı yönetiyor mu?
Birçok çalışan ve iş sahibi hep aynı durumdan şikayetçidir. İşlerin bütün zamanlarını aldığını söylerler. İşlerini sağlıklarından ve özel hayatlarından önde tutarlar.
İşiniz hızlı bir tempo mu gerektiriyor?
İşler hızlı değildir, kişiler onu hızlandırır. Hızlı olmak güzel bir şey elbette ama bu hız sırasında harcadığınız şey hayatınıza ait anlardır. İş hastası olanlar, hızlı çalışarak adrenalin düzeylerini yükseltmeye ihtiyaç duyarlar. Bu, bir sigara tiryakisinin sık aralıklarla sigara içerek kandaki nikotin miktarını yükseltmesine benzer.
En son ne zaman işinizin dışında bir etkinlikte bulundunuz?
İnsanların işlerine olan abartılı bağlılıkları tek yönlü bir bağımlılıktır ve iş hastası olan bireyler, işleri dışında bir şeylerle uğraşmayı gereksiz bir zaman kaybı olarak görürler.
İşlerinizin yoğunluğu nedeniyle tatile gitmeyi erteler ya da kısa süreli tatiller mi yaparsınız?
İş hastası olanlar, işlerinin yoğunluğunu gerekçe gösterirler ve tatil gibi serbest zamanları kullanmak istemezler. Tatil yapmak zorunda kaldıklarında da bunu ailelerinin zoruyla ve sınırlı zamanlar kullanarak yaparlar.
Her işi ve görevi kendinizin yapması gerektiğine mi inanırsınız?
Yüksek iş temposuyla yaşayan insanlar, başkalarının kendi yerine konulamayacağını düşünürler. Kimsenin işleri kendisi kadar doğru ve iyi yapamayacaklarına inanırlar.
Fazla çalışmanızı haklı gösterecek gerekçeleriniz var mı?
İş hastası olan çalışanlar, yöneldikleri tüm davranışları yoğun iş tempolarına bağlarlar. Sigara içmelerinin, alkol kullanmalarının ardında iş gerginliğinin olduğunu iddia ederler.
İşyerinizde insanları başarılarıyla mı değerlendirirsiniz?
İş odaklı çalışanlar ya da işverenler, bireyleri kişisel özelliklerinden çok iş kapasiteleriyle değerlendirirler.
İşinizi bitirip özel yaşamınıza döndüğünüzde bile kafanızda işe ait düşünceleriniz mi vardır?
İş hastası olanlar, hayatın her anında sadece iş odaklıdırlar. Tatildeyken dahi iş yeriyle bağlantı halindedir ve dışarıdan da işleri yönetmeye çalışırlar.
İşinizin yapısını ve gidişatını tehlikeye atacak kadar kendinizi baskı altında hissediyor musunuz?
İşin gerektirdiğinden daha fazla odaklanmak ya da çaba göstermek bazen işi gerçekten tehlikeye sokar. Çünkü kişi yaptığı işi beğenmez, mükemmeliyetçi bir tutum içindedir ve hiçbir sonuçtan memnun kalmaz.
Çocuklarınızın yeteneklerinin, zevklerinin ve ilgi alanlarının farkında mısınız?
Çocuklarınızla düzenli olarak ilgilenemiyorsanız, onlara ayıracak zamanınız yoksa, zamanınız olduğunda onları da yanınızda bulamayabilirsiniz. Birçok çalışan işiyle daha fazla ilgilenebilmek için çocuklarla ilgili meseleleri başkalarına devretmiştir.
Maalesef birçok insan yukarıdaki maddelerde yer alan bu uyarıları fark etmez, fark etse de ciddiye almaz. Yorgunluktan ve iş yoğunluğundan bitmiş çalışanlar bile çok çalıştıklarını reddederler.
Bir süre sonra kaçınılmaz çöküş sürecine girilir ve kalp krizleri, sinir krizleri, sindirim sistemi problemleri, bağışıklık sistemi hastalıkları kapıyı çalar.
Olayın ciddiyetinin ancak o zaman farkına varılır ve eğer önlem alabilirlerse, hayatlarının yönünü değiştirebilirlerse sağlam değişikliklere gidebilirler. İş bu noktalara gelmeden durumunuzu tarafsız gözlerle değerlendirmenizde fayda var.
[2014-02-03]