SERAP DUYGULU

ANA SAYFA  »  MAKALELER  »  GÜNCEL YAZILAR   »  BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR

BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR

Bayramlar ve Çocuklar
Bayram dendiği zaman yüzünde mutlu ve uzaklarda kalan bir çocukluğun hüznüyle gülümsemeyen kimse yoktur. Bayramlar hep çocukluklarını anımsatır insana. Çünkü en çok çocuklar bayramlarda hoş tutulur, bir dedikleri iki edilmez. Harçlıklarla dolar cepleri miktarı ne olursa olsun. Hayatın telaşıyla henüz tanışmamış, ev geçindirme ve sorumluluk nedir bilmeyen çocuklar mutlu olur bayramlarda. Çocuk ve bayram herkes için birbiriyle çok yakın iki kelime olmuştur ve zaman akıp gitse de bu hiç değişmeyecek gibi görünüyor.

Şimdiki Çocuklar ve Gençler Bayramı Nasıl Yaşıyor?
Bayramlar eskiden akrabaların bir araya geldiği, özlem giderildiği tadına doyulmaz günler demekti. Günümüzde bu anlamını biraz yitirmiş gibi bir hal aldı. Artık bayram demek tatil yörelerine kaçmak için bulunmaz bir fırsat demek. Yoğun iş stresinden ve modern çağın sıkıntılarından bunalan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için artık akrabaların bir araya gelmeleri gibi bir durum kalmadı. Özellikle gençler ve çocuklar maalesef bu yakın ilişkileri yaşama şansını pek bulamıyorlar. Yaşı 20’lerde olan gençler artık kendi arkadaşlarıyla kendi programlarını yapmaya başladılar. Çocuklar bile bayramın sadece tatilden ibaret olduğunu sanıyorlar. Aileler eğer imkanları varsa günlerce önceden tatil planlarını yapmaya başlıyor ve belki sadece bir telefonla yakınlarının bayramlarını kutlamakla yetiniyorlar. Bizler televizyonların hayatımızda bu kadar etkili olmadığı, iletişim kablolarıyla sarmalanmadığımız dönemlerde akrabalarla, aile büyükleriyle bir araya gelinen bayramları yaşadık. Ama şimdiki çocukların ve gençlerin bayramların bu yönünü çok iyi bildiklerini söyleyemeyiz.

Bir Çok Çocuk Neden Bayramı Sevmiyor?
Aslında çocuklar bayramı severler. Her ne kadar eski tadı kalmasa da bayramda çocuklara harçlık vermek, yeni kıyafetler ve oyuncaklar almak gibi bir gelenek hala sürmekte. Ancak çocuklar günümüzde kendi dünyalarında yaşıyorlar. Bu dünya ise bilgisayar ve bilgisayar oyunlarından kurulu sanal bir dünya. Ekran başında saatlerce kalabiliyorlar. Eğer şehir dışına tatile gidilmemişse ve ailece eş dost ziyaretleri yapılıyorsa çocuklar bu ziyaretlere katılmaktan sıkılıyorlar.Aile büyüklerini ya da akrabaları ziyaret etmenin manevi duygusunu veremediğimiz çocuklar eski bayramların tadından uzakta zorunluluk olarak gördükleri bu ziyaretlere katılmak istemiyorlar.
Aile kavramının önemli olduğu bir kültürde yaşıyoruz. Ailesinden uzakta büyüyen çocuklar ya da ailesini kaybetmiş çocuklar da bayramı sevmiyorlar. Böyle günler bir araya gelinen günler olduğundan bu imkanı olmayan çocuklar açısından bayramlar çok buruk geçiyor.

Eski Bayram Geleneklerimizi Çocuklara Nasıl Sevdiririz?
Bayrama yüklediğimiz bir anlam kaldıysa geleneklerimizi yaşatarak sevdirebiliriz. En basit ifadeyle bayram geleneklerini uygulayarak sevdirmek gerekir..Örneğin bayramlara özgü;
• sabah erkenden kalkmak
• özenle giyinmek,
• birbirimizle bayramlaşmak,
• çocuklara bayram harçlıklarını vermek,
• beraber aile büyüklerini,komşuları,akrabaları ziyarete gitmek ,
• Görüşmediğimiz insanlar varsa bayram nedeniyle kırgınlıkları unutup bir araya gelmek,
gibi çocuklara örnek oluşturacak davranışları uygulamak .
Böyle davranışlar çocuklar için olumlu bir model olması bakımından çok etkili olur.Büyüklerimizin söylediği bir söz vardır:Küslük bayrama kadar sürmeli,derlerdi.Aradaki anlaşmazlıkları unutup bayram nedeniyle kucaklaşmak bayramın manevi yönünü yaşatmamıza da neden olacaktır.Çünkü bayramlar bütün bu hazırlıklarıyla,alışverişleri ve ziyaretleriyle aslında manevi tatlar veren özel günlerdir.İhtiyacı olanlara yardım etmek için bayramlar en uygun zamanlardır.Yaşlıların gönlünü almak,komşularımızla beraber olmak, yakınlarımızla görüşmek özellikle bayramlarda ayrı bir anlam ifade eder.İnsanlar bayramlarda daha affedici ve hoş görülü olurlar.

Eski Bayramlar Nasıldı?

Eski bayramlar gelenekleri bakımından bu günkü bayramlardan farklıydı. Televizyonlar, bilgisayarlar, cep telefonları yoktu. Aileler, akrabalar, uzaktaki yakınlar bir araya gelirdi ve eğlenceler düzenlenirdi. Günümüz çocukları için maalesef bunlar birer masal gibi oldu. Eskiden bayramlarda özellikle çocuklara ayrı bir önem verilirdi ve o zamanlar çok moda olan eğlence merkezlerine yani lunaparklara götürülürdü. Aileler yakınlarıyla bir araya geldiklerinde şimdiki gibi televizyon seyredilmez, sohbet edilir, eğlenceli oyunlar oynanırdı.
Çocuklar açısından bayramlık alınması ayrı bir mutluluk kaynağıydı.Bayram alışverişine çıkmak heyecan verici bir durumdu.Alınan bayramlıklar bayram sabahına kadar asla giyilmezdi.Ailenin erkekleri bayram namazına giderler ve evdeki erkek çocuklarını da götürürlerdi.Ramazan Bayramı öncesi oruç tutmaya büyük önem verilir ve çocuklar da oruç tutmaları yönünde teşvik edilirdi.Sonrasında gelen bayram sabahında ailece yapılan kahvaltının tadına doyulmazdı.Kurban bayramında her aile gücü yettiği ölçüde kurban kesmeye özen gösterirdi.Kesilen kurbanların etlerini ihtiyacı olanlara dağıtmak önemli bir hayır işiydi.Bu aslında toplumsal bir işlevi de yerine getirmekteydi.Sosyal toplumun en önemli yönü birbirine yardım eden bireylerden oluşmasıdır. Bayramlar da bu açıdan insanlara bu imkanı sağlayan bir işlev görmektedir.Şimdiki bayramların bu yönünü hala sürdürdüğünü söylemek biraz zor.

Çocukların Harçlık Alması ve Bayram Kavramı
Çocuklar için bayram demek öncelikle harçlık ve şekerlemeler demek. Bu eskiden de böyleydi, şimdi de böyle. Bayramlara ait değişmeyen neredeyse tek kavram. Aldıkları harçlığın miktarından çok harçlık alıyor olmak en önemli konu.Bayram harçlığı bayramlarımıza özgü güzel geleneklerimizden biridir.Çocuklar harçlık almayı hevesle beklerler.
Aslında bayram harçlığıyla amaç çocuklara para kavramını vermek,kendi paralarına sahip çıkmayı öğretmek ve biriktirmeye teşvik etmektir.Çocuklar Türk kültüründe özel bir yere sahiptir.O nedenle bayramlarda çocuklara harçlık vererek önce onların gönlü hoş edilir.Normal günlerde verilen harçlık miktarı sınırlı tutulur ama bayramlarda yakın aile bireylerin tümünden harçlık toplamanın heyecanı bir başka olur.O paralar sayılır ya biriktirilmek üzere anneye babaya verilir ya da çok istenilen bir şey alınır.Aslında harçlıkların vermek istediği bir diğer değer budur.İnsanların ihtiyaçlarını gidermelerine bir katkıda bulunmak.Bayramlar derinlemesine düşünüldüğünde çok insani bazı değerleri veren,olumlu alışkanlıkların yerleşmesine ön ayak olan,paylaşma kültürünü oluşturarak toplulukların sosyal toplumlar olmasında büyük önem taşıyan günlerdir.

Ah O Eski Bayramlar
Hepimizin söylediği çok bilinen bir cümle vardır: ‘Bayramların eski tadı yok.’ Dünün çocukları bu günün yetişkinleri olarak bizler de bunu düşünüyoruz ve söylüyoruz, bizim anne babalarımız da. Demek ki her kuşak için aynı şey geçerli. ‘Önceki bayramların tadı artık yok.’ Ama sanki bayramlar günümüzde iyiden iyiye tatsızlaştı gibi.
Eski bayramların niye tadı yok diye düşündüğümüzde ya da çevremize sorduğumuzda pek çok neden buluyoruz:

• Bayram demek eskiden çocuklar için harçlık ve şekerlemeler demekti.
• Bayram gelmeden günlerce önceden bayram için alışverişler yapılır,hediyeler alınırdı.
• Bayram hazırlıklarının tatlı telaşı heyecan verici olurdu.
• Bayram temizliği çok önemliydi,günler öncesinden temizliklere başlanırdı.
• Baklavalar açılır ve yenmeden sabırsızlıkla bayramın ilk günü beklenirdi.
• Bayramda kapıyı çalacak komşu çocukları için küçük hediyeler ve harçlıklar önceden hazırlanırdı.
• Eskiden bütün akrabalar,komşular bayramda mutlaka ziyaret edilirdi.
• Bayram ziyaretleri çok eğlenceli olurdu.Bilmecelerle oyunlarla karşılıklı sohbetlerle dolu dolu geçerdi.
• Genellikle uzun süredir görmediğimiz yakınlarımızla bir araya gelinirdi.
• Bayram günleri ne kadar uzun olursa olsun hep çabucak biterdi ve bir dahaki bayram hevesle beklenirdi.

Çocuklarımız için bayram bizim özlediğimiz bayramlar değil
Maalesef çocuklarımız bizim yaşadığımız tatları alarak yaşamıyorlar bayramı.Bizim bayram hikayelerimizi dinlemekten de sıkılıyorlar.Onlara bir şey ifade etmiyor bizim eğlenceli bayram anılarımız.Çünkü iletişimin inanılmaz boyutlara ulaştığı günümüzde çocuklarımız özlemek ve özlenen insanları heyecanla beklemek ne demek bilmiyorlar.Bayramlara ayrı bir anlam katan kavuşma heyecanını yaşamıyorlar.Artık en uzaktaki insan bir telefonun ucunda hatta bilgisayar ekranlarının karşısında.Bir tuşa basarak herkese,bir saniyede ulaşmak mümkün.Bayramdan önce sadece bir telefonla geçiştirilen kutlamalar çocuklarımıza bayramın gerçek anlamını hissettirmekten çok uzak.

• Onlar bayramlarda bir araya gelip karşılıklı yarışmalarla nasıl eğlenilir hiç öğrenemediler.
• Heyecanla bayram sabahını beklemenin,
• Evde aile bireylerinin kendi aralarında bayramlaşmasının,
• Büyüklerin ellerini öpmenin
• Harçlıklar alındıktan sonra komşu çocuklarıyla sokağa çıkmanın
• Kapı kapı dolaşıp harçlık ve şeker toplamanın nasıl bir duygu olduğunu yaşama imkanı bulamıyorlar.
Bilmece bulmaca sormayı bilmiyorlar.Sorulsa da gülüp geçiyorlar.Onlara basit geliyor,sıkıcı buluyorlar.
Bayramda alınan bir çift ayakkabıya sarılıp uyumak ne demektir asla öğrenme şansları olmayacak.
Bir de sadece bayramlara özel gidilen lunaparkların tadını bilemeyecekler.
Şimdi her yerde her alışveriş merkezinde kurulu oyun alanlarında her an ulaşabildikleri eğlenceyle büyüyen çocuklarımız bizim anılarımızı dinlemekten sıkılıyorlar.Bizim bayramlarımız onlar için hiçbir anlam ifade etmiyor.

Şimdiki Bayramlara Yüklenen Anlamlar
Artık bayramların sadece adı bayram.Günümüzde gerçekten eski bayramlara benzeyen fazla bir şey kalmadı.Bayramın değişmeyen tek tarafı çocuklar açısından alacakları harçlık ve hediyeler. Bir de eğer imkanları varsa gidilecek tatiller.Bayramlara özel yaşanan gelenekler maalesef eskisi gibi sürdürülmüyor. Yakın akraba ve komşu ziyaretleri bile neredeyse zorunluluktan yapılır hale geldi.Bayram demek alışveriş yapmak için bir bahane yaratmaya dönüştü.Ya da bir tatile çıkmak amacıyla bayramlar beklenir oldu.Yapılan yolculuklar eskiden uzaktaki yakınları görmek içinken şimdi büyük şehirlerin kalabalığından ve gürültüsünden kaçıp sıkıntılardan uzaklaşmak amacıyla yapılır oldu.Bayram adına yapılan maalesef fazla bir hazırlık yok. Gelenekler de eski önemini ve değerini kaybetti.Kültürlere ve toplumlara değer katan sahip oldukları gelenek ve göreneklerdir.Eskiye ait bazı değerlerin yaşatılması ve kazandırdıklarına sahip çıkılması gerekirken bizler günümüzde bu güzellikleri unutuyoruz ve unutulmasına da seyirci kalıyoruz.

Popüler Kültürün Bayramlarımıza Yüklediği Anlamlar
Popüler kültürle beraber bayramlarımız da değişti.Popüler aslında en bilinen anlamıyla halka ait olan, halkın kendisi demektir.Ancak günümüzde maalesef bu anlamını yitirmiş,bir çok insan tarafından beğenilen ya da seçilen anlamını kazanmıştır.Yani artık bütün bir halkın değil,büyük bir çoğunluğun istediği ,tercih ettiği anlamına gelmektedir.Popüler kültür bu anlamıyla bize pek çok şeyi kabul ettirmektedir.

• Popüler programlar,
• Popüler tatil yerleri,
• Popüler diziler
• Popüler insanlar,vb.
Popüler kültür artık tüketimle beraber bayramlarımızın anlamını da değişirdi. Şimdi bayram demek bol alışveriş ve bol mutsuzluk demek.Eskiden küçücük hediyelerle mutlu olan insanlar artık hep daha fazlasını, hep daha iyisini,hep son modelini istemekte ve tüketimin artmasıyla doğru orantılı olarak giderek artan bir doyumsuzluk ve mutsuzluk yaşamaktalar.Kabul etmeliyiz ki artık bir tüketim toplumu olduk.Sadece daha fazla tüketirsek mutlu olacağımızı sanıyoruz.Oysa eldekinin değerini bilmeden sahip olunan her fazla şey mutsuzluklarımız da artırıyor.
Eskiden özellikle bayramlarda şehirlerde herkesin bildiği sadaka taşları bulunurmuş. Durumu iyi olan ya da hayır işlemek isteyen insanlar bu taşların altına paralar bırakırlarmış.İhtiyacı olan insanlar da gelip yerlerini çok iyi bildikleri taşların altından bu paraları alırlarmış.Ama sadece ihtiyacı olan miktarı alırlarmış.Kendisinden başka ihtiyacı olan insanların da gelip yardımdan yararlanabilmesi amacıyla asla tüm para alınmazmış.Bu yöntem aslında müthiş bir zerafet ve hassaslık örneğidir.Böylece ne yardım eden yardımın nereye gittiğini biliyor,ne yardım alan bu yardımdan dolayı inciniyor.Bu değerlerimize sahip çıkmalıydık.Ama yok ettik.Pek çok kimse böyle bir uygulama olduğunu bilmez bile.
Baktığımızda bütün medya kuruluşlarında ve basın yayın organlarında ‘en moda olan,en istenen,en sevilen,en iyi’ şeklinde sınıflandırılmış ürünler ya da haberler görüyoruz.İşte popüler kültür budur.Sahip olabildiğimiz değil ama sahip olmamızın iyi bir şey olduğu bize empoze edilen her şey popüler kültürün kendi değerleridir.
Tüketimin çılgınlık boyutuna ulaştığı günümüzde bayramlara ait gelenekleri uygulamak da zor görünüyor. Çünkü bayramlar gibi özel günlerin içerdiği anlam bütünlüğü bu tüketimle beraber kaybolup gitti..Bayramlar aslında yardımlaşmanın, paylaşmanın,birbirine sahip çıkıp kol kanat germenin ve karşılıksız çıkarsız vermenin teşvik edildiği özel günlerdir.Bu özel günlerin özelliklerini çıkarıp attığımızda geriye sadece içi boş kavramlar kalır ki işte popüler kültürün yaptığı da budur.Bayramlar gibi daha pek çok değerimizi yitirdik.Bunları tekrar geri kazanmamız da çok zor görünüyor.

Ne Yapabiliriz?
Aslında pek çok şey yapılabilir.Öncelikle değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkabiliriz.Bayramlar ve diğer bütün özel günler bizi biz yapan önemli günlerdir.Bu günlere ait geleneklerin yaşatılması ise bizlerin sahip çıkmasıyla mümkün olabilir. Çocuklarımıza bazı alışkanlıkları kazandırmak nasıl önce bizim uygulamamız ve onlara model oluşturacak davranışlarda bulunmamızla gerçekleşebilirse burada da önce bizim bazı değerlere sahip çıkmamız ve geleneklerimizin korunmasına ve yaşatılmasına da özen göstermemiz gerekiyor.Çocuklar yaşamadıkları,görmedikleri,bilmedikleri hiçbir şeyi uygulayamazlar.Biz ise oturup ‘ah o eski bayramlar’ demek yerine o eski bayramları tekrar yaşatacak şekilde bu değerlerimize sahip çıkmalıyız.

Bizi biz yapan bütün dini ve milli bayramlarımıza sahip çıkmak da kendi geçmişimize, yaşadığımız bu topraklara olan borcumuzdur.Mesela bayramlarda ölmüş yakınlarımızın kabirlerini ziyarete gitmek ilk görevdi. Bu gün kaç kişi bunu yapıyor?Yaşlılar mutlaka ziyaret edilir,hatırları sorulur ve varsa ihtiyaçları karşılanırdı.
Aynı şekilde komşuluk ve mahalle kültürü çok önemliydi.bütün atasözlerimiz de bu yönde bizi teşvik eden mesajlar içerir.
• Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
• Ev alma komşu al.
• Komşu da pişer bize de düşer,vb.

Ya da komşuluk hakkı diye bir söz vardı.Şimdi maalesef yan dairede oturan komşularımızı tanımıyoruz. Bayramlarda bile birbirimizle görüşemiyoruz ve bunun için işlerin yoğunluğunu öne sürüyoruz.Birbirimize saygımızı da yitirdik.Hoş görüsüz ve en küçük tartışmada şiddete yönelen insanlar olduk.
Aynı şekilde milli bayramlarımızda kaç kişi çocuğunu alıp meydanlara gidiyor?Tam anlamıyla kanla sulanmış bu ülkeyi bize bırakan insanlar için nasıl bir tören yapıyoruz?
Hangi törende yer alıyor,çocuklarımıza ne anlatıyoruz?
TV’lerde üzülerek görüyoruz ki ülkemizin bağımsızlığını kazandığı tarihi bilmeyen insanları biz sanatçı diye izliyoruz.Ama gerçek sanatçılarımızı tanımıyoruz.
Bizler geçmişimizle ve kültürümüzle pek çok değere sahip olduğumuzun farkında bile değiliz.Özetle;

• Sahip olduğumuz imkanlarla mutlu olmaya çalışmak,
• Büyüklerimizden gördüğümüz değerlere sahip çıkmak
• Milli ve dini bayramlarımıza ait gelenekleri uygulamak,
• Akrabalık ve komşuluk ilişkilerini canlı tutmak,
• Çocuklarımıza kültür değerlerimizi tanıtmak ve sevdirmek,
• Önce uygulayarak,sonra eğiterek çocuklarımıza doğru örnekler oluşturmak
• Önce birbirimizle sonra çevremizdeki insanlarla iyi ilişkiler geliştirmek,
• İhtiyacı olan insanlara maddi manevi katkıda bulunmak,
• Toplumsal ve sosyal faaliyetlerde bulunmak ve desteklemek,
gibi pek çok konuda çalışmalar yapmak bu değerlerimize sahip çıkmak bakımından önemlidir.


[2013-10-13]


Paylaşım:

BU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

elektromanyetik-alanlar-230

ELEKTROMANYETİK ALANLAR - TEHLİKENİN FARKINDA MIYIZ?

Elektromanyetik dalgalar aynı şekilde,beyin hücrelerinin ölümüne yol açar ve kan ile beyin arasındaki koruyucu duvara zarar verir. Dolayısıyla beyni dışarıdan gelen ...

tatil-978

KALİTELİ ZAMAN MUTLU BİR TATİL

Okulların yaz tatiline girmesiyle birlikte çocuklarda tatil heyecanı başlar ve bu zaman diliminde ebeveynler tatilde çocuklarıyla nasıl kaliteli vakit geçireceklerini kara ...

su-kuantum-dedikleri--hayallerin-pesinden-gitmek-268

ŞU KUANTUM DEDİKLERİ / HAYALLERİN PEŞİNDEN GİTMEK

Gerçekten de ne düşündüğünüz ya da diğer deyişle ne hayal ettiğiniz önemlidir. Çünkü gerçekleşebilir. Eğer ciddi anlamda hayal ettiğiniz şeye inanıyorsanız gerçekleşmesi ...

siddet-610

KADININ ADI YOK ŞİDDETİN ADI VAR

Unutmayın; hakaret, küfür, bağırmak, aşağılamak, parasız bırakmak, çocuk yapmaya zorlanmak, istemediğiniz ortamlarda bulundurulmak, özgürlüğünüzün kısıtlanması, yok sayılmak, görmezden gelinmek ŞİDDETTİR!


MAKALELER
MAKALELER

Çocuk&Ergen, Yetişkin, Aile, Eğitim, Anne&Baba ... konulu makaleler.

VİDEOLAR
VİDEOLAR

Video arşivi, TV programları...

FOTOĞRAF GALERİSİ
FOTOĞRAF GALERİSİ

Sunum, seminer, söyleşi, eğitim çalışmalarımıza ait fotoğraflar.

BİZDEN HABERLER
BİZDEN HABERLER

Ne zaman neredeyiz? Bizi bu köşeden takip edebilirsiniz?

BASINDA BİZ
BASINDA BİZ

Bizimle ilgili basında yer alan haber, makale ve görseller...

2024. Site içeriğinin telif hakları SERAP DUYGULU'ya aittir.

Avinga | XML