ANA SAYFA » MAKALELER » GÜNCEL YAZILAR » ÇOCUK İSTİSMARI
Çocuk istismarı bir çocuğun bir yetişkin ya da diğer bir çocuk tarafından fiziksel, cinsel, ruhsal tacize uğraması, rızası olmadan baskıya maruz kalmasıdır.
Özellikle de cinsel istismar, ne yazık ki ülkemizde ve dünyada büyük bir oranda görülüyor.
Cinsel istismar, çocuğun oyunlar veya internet üzerinden ilgisini çekerek kandırılmasıyla başlayabilir. Bazen bu, çocuğun ailesinin yakından tanıdığı kişiler bile olabilir. Buna ensest dediğimiz aile içi istismar da dahil olabilir.
Bu kişiler çocuğa dokunmak, kucağa almak, cinsel organıyla temas kurmak suretiyle istismar edebilirler. Bu durum anlık veya sürekli gerçekleşebilir. Yani, bir kere istismar edilip bırakılabilir veya düzenli olarak yıllarca sürebilir.
Maalesef bunu kanıtlayan birçok vaka ortaya çıkmış durumda.
Cinsel istismarın önemli özelliklerinden biri de, çoğunlukla ortaya çıkmaması veya uzun yıllar sonra öğrenilmesidir. Bunda, istismar eden kişinin özellikleri ve istismar edilen çocuğun bulunduğu psikolojik durum etkili.
Genellikle istismar sonrası çocuğun kendisine veya ailesine zarar verme tehdidiyle korkutarak sessiz kalması sağlanabilir. Bunun dışında çocuk, yaşadığı ruhsal durumdan dolayı utanma ve suçluluk hissedebilir, kendisine inanılmaması korkusu yaşayabilir.
Çünkü çocuklar genellikle bu durumun yaşanmasında kendilerini hatalı görebilirler, anlattıkları zaman daha kötü bir duruma düşeceklerine dair korku yaşarlar.
Eğer istismara uğrayan çocuk daha tam olarak dil becerilerinin gelişmediği bir yaştaysa kendini ifade edemeyebilir ve neye uğradığının da tam olarak farkında değildir. Tüm bunlar çocuk cinsel istismarının çok fazla görülüyor olmasına rağmen toplum tarafından bilinmemesinin, gerektiği kadar önemsenmemesinin temel sebeplerini oluşturuyor.
Peki, çocuğumuzun cinsel istismara uğrayıp uğramadığını nasıl anlayabiliriz?
İstismar sonrası her çocuk için aynı türde belirtiler olduğu söylenemez ancak bazı davranışlar görülebilir.
Bunlar; yalnız kalmama korkusu ve dolayısıyla aileye daha çok bağımlı olma, öfke ve sinirlilik, sürekli kaygılı ve endişeli olma hali, içe kapanma, uyku sorunları, kazanılmış becerilerde gerileme, zarar verme davranışları, hırçınlık, yaşına uygun olmayan cinsel kelimeler kullanma veya davranışlarda bulunma, cinsellik üzerine ilgili olma ve sorular sorma gibi sıralanabilir.
Kimi zaman da bu belirtilerin hiçbiri görülmeyebilir. Bu yüzden yalnızca belirtilere odaklanılmamalı, çocuğu koruma tedbirleri büyüyene kadar sürdürülmelidir. Çocukla her zaman iletişime açık olunmalı, duygu ve düşüncelerini saklama ihtiyacı hissedebileceği bir ortam oluşturulmamalıdır.
Günümüz teknoloji çağı ise çocuk istismarına fazlasıyla fırsat veriyor. Sosyal medyayı kullananların yaş ortalaması her geçen gün daha da düşüyor, çocuklarının resimlerini, videolarını binlerce insanla korkmadan paylaşan ailelerin sayısı da gittikçe artıyor. Böyle bir ortamda, en yakınlarımıza bile güvenemeyecek hale gelmişken, aileler bu hatalara düşmemeli. Çocuklarımızı elimizden geldiğince güvenli ve sağlıklı ortamda büyütmeye çalışmak anne baba olmanın temel kuralı…
İstismarı önlemenin en önemli yolu, çocuklara çok erken yaşlarda mahremiyet duygusunun verilmesidir. Çocuğun cinsiyetine uygun ebeveyniyle olan ilişkisi düzenlenmelidir. Özel bölgeleri hakkında erken yaşlarda bilgilendirme ve kendisini koruma yollarının öğretilmesi, kendisine başka insanların dokunamayacağı ve aile içinde bile ona kimlerin nasıl dokunabileceği anlatılmalıdır.
Özellikle dokunmanın hangi türlerinin normal, hangilerinin normal olmadığını anlatmak, vücutları ve gelişimleri hakkında bilinçlendirmek, istemedikleri bir durumla karşılaştıklarında ‘hayır’ diyebilmeyi öğretmek, duygularını ve düşüncelerini anne babayla paylaşmasını teşvik etmek çok önemlidir.
Eğer istismar konusunda kaygı duyuyorsanız ona bu durumu anlaşılır ve uygun bir şekilde sormaktan da çekinmeyin.
Çocuğunuz cinsel istismara uğramışsa ve bunu sizinle paylaştıysa öncelikle soğukkanlı olmalısınız. Çocuğunuza bunu sizinle paylaştığı için teşekkür etmeli, ona destek olmalı ve durumun düzeleceğine olan inancınızı kaybetmemelisiniz. Sonrasında gerekli yardım kurumlarına başvurarak sürecin devamını sağlayabilirsiniz. Unutmayın, ülkemizde her 4 kız çocuğundan biri, her 6 erkek çocuğundan biri cinsel istismara uğruyor. Bunların dışındaki adli vakaya dönüşmeyen ve rapor edilmeyen yüzlerce istismarı da düşünürsek, çocuk istismarı önemsenmeyecek veya hafife alınacak bir boyutta değil ne yazık ki.
Çocuk istismarcıları her yerde, hiç beklemediğimiz şekillerde karşımıza çıkabilirler. O nedenle en büyük dikkat yine anne babalara düşüyor. Bunun ilk adımının da çocukları korkutmadan, ayıp ve yasak kelimelerinin ardına sığınmadan çocukları erken yaşlarda bilgilendirmek ve eğitmekten geçtiğini vurgulamak isterim.
[2017-06-20]
Hızlı yaşayınca, gün çabuk bitiyor, yıllar hızla geçiyor. Hep yarına ertelenen işlerimiz ya da hayallerimiz için o yarınlar bir türlü gelmiyor. ...
Sonbaharda ve kapalı havalarda güneş ışıklarının zayıflaması mutluluk hormonunun salgılanmasını azaltıp, uyku hormonunun üretimini artırdığı için beyin kimyasının değişmesine ve buna ...
Günlerdir Taksim Gezi Park’ında yaşanan olaylar nedeniyle hepimiz gergin ve endişeliyiz. Tüm toplumu ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor. Hepimiz etkileniyoruz.
Maalesef son araştırmalar stresten çocukların da çok ciddi şekilde etkilendiğini gösteriyor. Aslında biliyoruz ki, dozunda ve kısa süreli orta düzeyde stres ...