ANA SAYFA » MAKALELER » GÜNCEL YAZILAR » ÇOCUK VE ERGENLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI
Gençlerin özellikle ergenlik döneminde meraklı ve dışa dönük bir yapı sergilediklerini biliyoruz. Bu yaşlar aynı zamanda 'çete çağı' olarak bilinir ve çocukların tehlikelere de en açık oldukları dönemdir. Bu yaş dilimlerinde, hem özenmelerinden, hem de yazılı ve görsel medyadaki olumsuz örneklerden etkilendikleri bir dönemden geçtiklerini ve madde bağımlılıklarına yöneldiklerini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Bu yönelimin, sadece ailelerin alabilecekleri önlemlerle engellenebileceği düşünülmemelidir. Toplum ve bireyler olarak hepimizin sorumlulukları vardır.
Medyanın sanat ve spor dünyasına ait bilinen, tanınan insanlarını haber yaparken, bağımlılıkları olan ünlüleri bu kimlikleriyle ön plana çıkarmasının gençler üzerindeki etkisi göz ardı edilmemelidir.
İstanbul'da uçucu madde kullanan özellikle 15 ve üstü yaş gruplarının bu bağımlılıktan kurtulabilmesi için yerel yönetim ve ilgili kuruluşlar bazı çözüm yolları geliştiriyor ve bu konuda çalışmalar yapıyorlar ancak bu maddelere ulaşılabilirliğin önüne geçmek için bütün kurumların işbirliği yapması önemlidir.
Yasal alanlarda caydırıcı cezalar yeniden düzenlenmelidir. Çocukların okul dışı sosyal faaliyetlere yönelmeleri açısından spor ve eğitim alanlarının artırılması için gereken her tür destek verilmelidir. Özellikle gençlerin izleyebileceği uygun saatlerde kamu duyuruları yapılarak madde bağımlılığının yarattığı tehlike ve sağlık sorunları sıklıkla anlatılmalıdır.
Yerel yönetimler kendi alanlarında sivil toplum kuruluşları, emniyet teşkilatı ve konunun uzmanları, hekimler, psikologlar, psikiyatristler, eğitimcilerle birlikte halka ve gençlere seminerler vererek, konuyu gündemde tutmaya özen göstermeliler.
Ancak konuyu veriş şekli önemlidir, zira abartılı bir madde kullanımına yönelik bilgilendirme durumu bazen amacını aşarak ilgi ve merak uyandırabilir.
Bir diğer konu ise, son zamanlarda artış gösteren ve uçucu madde kullandıktan sonra cinayet, yol kesme ve benzeri şiddete meyilli olan kişilerle vatandaşın karşı karşıya gelmesi durumudur. Maalesef, bu durumda bağımlı kişiyi dışarıdan anlamak kolay değildir. Bağımlı kişi kullandığı maddenin etkisi altında olduğu için gerçekten normal davranışlar içerisinde değildir ve böyle bir bağımlıyla karşılaşan kişi, kendisinden istenen para veya değerli eşyayı vermek yoluyla tehlikeyi zarar görmeden atlatma yolunu seçmelidir. Bir önlem olarak dışarıdan bakınca dikkat çekebilecek değerli eşya ve takı bulundurmamak gerekir.
İstatistiklere göre uçucu madde kullananların sayısı her yıl artmaktadır. Bu sayının artışında aile faktörüyle birlikte birçok faktör bir arada etkili olmaktadır.
Ancak asıl etken meraktır. Arkadaşları arasında yer edinme, bir topluluğa, bir gruba ait olma ve kabul görme duygusu, gençleri uçucu madde kullanımına iten nedenler arasında yer alıyor.
Son yıllarda uçucu madde kullanımının bu denli yoğun olarak artmasının bir diğer nedeni de sosyal medya olarak bilinen internet paylaşım siteleridir. Çocuklar ve gençler bu siteler yoluyla kolaylıkla örgütlenebiliyor, dünyanın öbür ucundaki bir olaydan anında haberdar olabiliyorlar: hatta bu şekilde bir organizasyon sonucu zaman zaman basına da yansıyan bir takım toplu eylemlerde bulunabiliyorlar.
Gençler arasında moda olan, en yeni ve en popüler olan her şey kolaylıkla ve neredeyse dakikalar içinde dünyanın her yerinden öğrenilebiliyor, ulaşılabiliyor.
Madde bağımlılığında arkadaş grupları, aile tutumları, bireysel yapı ve yatkınlıklar, biyolojik etkenler ve sosyal kültürel faktörler de etkilidir.
Örneğin düşük sosyoekonomik düzey bazı ülkeler için yüksek risk oluştururken, başka bazı ülkeler için madde kullanımının kolay ulaşılabilirliği önemli bir risk faktörü olabilmektedir.
Gençlerin bu tür alışkanlıklardan kurtulabilmesi adına ailelere bazı sorumluluklar düşer. Çocuğunun uçucu madde kullanıp kullanmadığını anlayabilmesi ve bu durumu öğrenmesi halinde, çocuğa karşı davranışlarında dikkatli olması gerekir.
Ailenin yapabileceği ilk şey öncelikle 'aile' olabilmektir. Akşam eve gelindiğinde herkesin kendi odasında ekran başına kilitlenmesi ve bütün bir akşam neredeyse hiç sohbet etmeden zaman geçiriyor olmaları maalesef son yıllardaki en önemli sorunumuz.
Televizyonlarda yayınlanan dizi kahramanlarının ne yaptığını ayrıntılarıyla biliyor ve merak ediyorken çocuklarımızın sadece ders notlarına odaklanan anne baba olmak çocukların ne yaptığını takip edememek, birbirimizden kopmak anlamına geliyor. Anne babaların görevi çocuklarının arkadaşı olmak değil.
Bizim görevimiz iyi ebeveynler olmak, tutarlı ve ilgili aile olarak onlara doğru model oluşturabilmektir. Madde bağımlısı olan bir gencin hem kendisinin hem de ailesinin ciddi tedavi ve terapi desteği alması gerekir.
Maalesef bu konuda dünya üzerinde yetişmiş uzman konusunda hala çok gerideyiz. Sınırlı sayıda sağlık kuruluşuyla bağımlılıkları tedavi etmeye çalışan bir ülkeyiz. Üstelik uçucu madde bağımlılığı da çok bilinen bir alan değil.
Zaten bu bağımlılık da her geçen gün farklı bir türü çıkan uçucuların çok bilinmemesinden kaynaklanıyor. Önce deneme amaçlı kullanımlarla başlıyor ve neredeyse bütün bağımlılıklarda olduğu gibi ilk adım genellikle sigarayla atılıyor.
Aileler çocuklarının davranışlarının değiştiğinden yakınıyorlar, çocuğun genel durumu, fiziksel ve psikolojik durumu gözle görülür şekilde değişiyor.
Özellikle
- dikkat dağınıklığı,
- halsizlik,
- bitkinlik,
- huy ve davranış değişiklikleri,
- okul başarısında düşüş ve okula devamsızlık,
- aşırı bir sinirlilik,
- saldırganlık,
- temizliği ve öz bakımı konusunda ilgisizlik,
- aniden değişen arkadaşlar,
- katıldığı gruplardaki farklılık,
- abartılı para harcamaları,
- dil sürçmeleri,
- konuşma bozuklukları,
- dalgınlık,
- içe kapanma gibi davranış değişiklikleri görülür.
Çocuğunun madde kullandığını öğrenen aile ilk anda şok ve hayal kırıklığı yaşıyor. Genellikle büyük öfke duyuyorlar. O nedenle ailenin de terapi görmesi önemlidir. Çocuklarına yardımcı olmak için öncelikle anne babanın direncinin ve moralinin yüksek olması gerekir. Bu tedavi zordur ancak imkânsız değildir.
Son olarak uçucu madde kullanımına iten bazı sebeplerden ve karşılaştığım bazı vakalardan yola çıkarak tedavi yöntemlerinden bahsetmek istiyorum.
Uçucu madde bağımlılığı genellikle tek bir uzmanlık alanıyla tedavi edilecek bir sorun değildir. Birçok disiplinin aynı anda etkin çalışmasıyla yürütülür.
O nedenle bağımlılık tedavisinin tıp hekimleri, psikiyatristler ve psikologların beraber çalıştıkları ortamlarda yürütülmesi gerekir.
Bu amaçla kurulmuş AMATEM gibi bazı merkezler vardır. Tedavi ilaçlı ve psikoterapi yoluyla yapılır. Uzun dönemlere yayılan tedaviler gerekebilir. Bazı durumlarda yatarak yürütülen tedavilere ihtiyaç duyulur.
Tedaviyi yürütecek ekibin ve uzmanların bağımlılıklar konusunda eğitimli ve donanımlı olmaları şarttır. Dolayısıyla genellikle tek başına bir uzmanın yürütebileceği bir tedaviden daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Günümüzde çocukları ve gençleri en çok tehdit eden konu bağımlılıklardır. Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu rakamlar çok çarpıcı sonuçlar içeriyor. Bu sonuçlara göre durumun ne derece ciddiye alınması gerektiği ve acil önlemleri almak konusunda hızlı ve çözüm odaklı davranmamız gerektiğinin önemi ortaya çıkmaktadır.
Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği'nce Türkiye'nin uyuşturucu konusundaki ilk karşılaştırmalı araştırması niteliğini de taşıyan, Doç. Dr. Kültegin Ögel koordinatörlüğünde, İstanbul'un 15 ilçesindeki 43 okulda, 104 sınıfta eğitim gören 3 bin 168 lise 2 öğrencisi ile yapılan araştırma sonuçlarına göre:
Tütün kullanımının 2004 yılında 2001'e göre yüzde 72. 7, alkol kullanımının da yüzde 17. 6 oranında düştüğü, esrar kullanımının ise 2001 yılına göre yüzde 75 artış gösterdiği,
Uçucu madde kullanımının yüzde 40. 5, yeşil reçete ile satılan yatıştırıcı hap kullanımının yüzde 15. 8, uyuşturucu hap kullanımının yüzde 184. 6, sentetik hap kullanımının yüzde 287. 5, eroin kullanımının yüzde 100 artış gösterdiği,
Madde kullanımının erkeklerde kızlara göre daha yaygın olduğunu ancak son yıllarda kızlarda da artış kaydedildiği,
En kolay bulunabilen zararlı maddenin 2001'de uçucu maddeler iken, 2004'te esrar olduğunu, bulunabilirliği en fazla olan maddenin de sentetik hap olan ecstasy olduğu kaydedilmiştir.
Günümüzde ise yine teknolojinin giderek yaygınlaşması ve neredeyse okul öncesi çocukların bile teknolojik araçları kullanabiliyor ve internette dolaşabiliyor olması çocukların gelişim düzeylerinin üstünde bir takım bilgi ve görüntülerle karşılaşmasını daha kolay hale getirdiği gibi, madde satıcılarının ve kullanıcılarının birbirlerini kolaylıkla bulmalarının da yolunu açmış oldu. Bu nedenle madde kullanımında yaşların giderek düştüğü ve kullanımının arttığı gözlemlenmektedir.
[2017-06-16]
Hayatlarımızın hep birilerine bağlı olduğunun farkında mıyız?Hep başkaları için yaşadığımızın? Küçükken anne babaların uslu çocuğu olmak,gençlikte okulun en gözde genç kızı ...
Eğer siz de pek çok şey yapmak istiyorum ama zamanım yok, diyorsanız, sevdiğim şeylere vakit ayıramıyorum diye şikayet ediyorsanız ve kendiniz ...
Elbette her zaman olduğu gibi bu tip olaylardan en çok çocuklar etkileniyor. Öncelikle güven duygusunu kaybediyorlar. Sürekli olumsuzluğun olduğu ve yaşandığı ...
Hangi düşünceden ya da inançtan yana olursanız olun, düşündüklerinize yönelik hakaret, sözel saldırı, hatta belki fiili saldırı, görüntü ve haber yoluyla ...