ANA SAYFA » MAKALELER » GÜNCEL YAZILAR » ÇOCUKLAR VE MESLEK SEÇİMİ
- Çocuklarda mesleklere olan merak eğilim kaç yaşlarında başlıyor?
Bu konuda net bir yaş diliminden bahsetmek çok mümkün değildir. Çocukların ilgi ve eğilimlerine göre değişiyor. Bazı çocuklar uzun süre herhangi bir konuda eğilim göstermiyorlar ve neredeyse üniversite aşamasına gelene kadar kararsızlıklarını sürdürüyorlar. Ancak yapılan bazı araştırmalar var ki bu araştırmalara göre çocukların küçük yaşta oynadıkları oyuncaklar gelecekteki meslek seçimlerine dair ilk ipuçlarını veriyor. Buna bağlı olarak belki oyun ve oyuncakla tanıştıkları ilk yıllarda bazı ilgileri yönündeki ilk bilgiler ortaya çıkıyor diyebiliriz.
Örnek olarak bir müzik aletiyle oynayan bir çocuğun duygusal özellikler taşıdığı, bedensel zeka, mantık ve matematiksel zeka ile müzik zekasının daha fazla geliştiği, bu nedenle meslek olarak müzisyenlik, yazarlık ya da matematik bilimleri alanlarında çalışacağı yönünde düşünceler vardır.
Aynı şekilde küp bloklar ve oyun hamuruyla oynamaktan hoşlanan bir çocuğun görsel zeka, mantık matematiksel zeka ve bedensel zeka açısından ileride olacağı ve meslek olarak da ressam veya heykeltıraşlık türü bir sanatsal alanı seçeceği önerilmektedir.
Buna göre topla oynayan bir çocuk için de bedensel zeka, sosyal iletişim zekası, görsel zeka gibi zeka türlerinde üstün olduğu, hareketle ilgili mesleklerde başarılı olabileceği ve sporun değişik dalları, organizasyon ya da mimarlık gibi mesleklere yöneleceğinden söz edilmektedir.
Bu bilgiler ışığında ortaya çıkan durum şudur; çocuğun ilgi gösterdiği oyuncak türü ne olursa olsun çocuk oyun ve oyuncakla kendini ifade yolu bulmaktadır. Bu nedenden dolayı da mutlaka çocuğun hem kişilik yapısı, hem zeka ve fiziksel düzeyi, hem de ilgi alanları doğru saptanmalıdır.
- Bu yaşlarda ne olmak istediklerine nasıl karar veriyorlar?
Çok küçük yaşlardaki çocuklar genellikle çevresel etkenlerle ve elbette medya ve televizyondan kaynaklanan etkilerle bazı meslekler dile getiriyorlar ancak bu yıllar sonra seçeceği meslek konusunda kesin bir ifade değil. Hem yaş olarak çok küçük olmaları, hem henüz akademik düzeyde bir gelişim ve eğitim almıyor olmaları nedeniyle çok küçük yaşlardaki çocukların meslek seçimine yönelik ifadeleri çok doğru olmuyor.
Ancak bir meslek belirlediklerinde de bu genellikle yakın aile bireylerinin meslekleri ya da idol olarak gördükleri bireylerin meslekleri olabiliyor. Bir de anne babaların çocukları daha çok küçük yaştayken onlara empoze etmeye çalıştıkları bazı meslekler var. Birçok çocuk henüz meslek seçiminin ne olduğunu bile bilmedikleri küçük yaşlarında ebeveynlerinden duydukları bu meslekleri dillendiriyorlar.
- Bu kararda ne kadar bilinçliler?
Çocuklar özellikle okul öncesi yaştayken ya da ilkokul düzeyindeyken elbette çok ciddi bir bilinç ve farkındalıktan söz edemeyiz. Onlar çevrelerindeki en çok etkilendikleri bireyin mesleklerine bir yakınlık duyarlar ancak bu gerçek bir seçim değildir. Bu yaşlarda çok az çocuk gerçekten gelecekteki mesleği konusunda net bir seçim yapmıştır ve bu meslek uğruna sonraki yolunu belirler. Yine anne babaların çocuklarını yetiştirirken sürekli olarak dile getirdikleri meslekler olduğunda çocuklar doğrudan bu mesleklere yönelebiliyorlar.
Burada da iki farklı tutum ortaya çıkıyor: Çocuklar ya ebeveynlerinden duyarak büyüdükleri bu mesleklere yönelik bir sempati duyuyorlar ve hiç sorgulamadan bu mesleklere yönelebiliyorlar ya da tam aksine kendilerine dikte edilen meslekler çok ciddi bir antipati uyandırdığı için yeteneği ve ilgisi olsa dahi farklı davranmak adına o mesleği reddedip başka meslekleri seçebiliyorlar.
- Çocuklara yapılan çok genel bir test vardır, yere top, kitap, cetvel, müzik aleti vs konur ve seçtiği eşyaya göre ileride yapacağı meslek tahmin edilir. Bu test ne kadar doğrudur?
Çocuklar sürekli gelişen ve büyüyen varlıklardır. Dolayısıyla hiçbir test geleceğe yönelik kesin bir sonuç vermez. Belki eğilimlere yönelik ipuçları verebilir ama hiçbir şey kesin olarak doğru değildir. Bu süreçte sadece oyun ve oyuncak seçimine, tercih ettiği oyuna bakılarak bazı çıkarımlarda bulunulabilinir.
- Çocukların meslek seçiminde (yaşları küçük olduğu için meslek eğilimi de diyebiliriz) ailenin rolü nedir? (Mesela anne babaların “benim oğlum çok büyük adam olacak” vs tarzı söylemleri)
Pek çok anne baba çocuğu doğduğu andan itibaren ona bir kimlik belirler ve bu kimliğe uygun yetiştirmeye çabalar. Oysa çocuğun doğumla beraber getirdiği bir de kendi kişiliği vardır. Bu pek göz önünde bulundurulmaz.
Oysa eski Türklerde bile çocuk doğduğunda gerçek isim konulmazmış, geçici bir isim verilir ve çocuğun kendi kişiliğine dair tutumlar ortaya koyduğu yaklaşık 11-13 yaş civarı o kişiliğe uygun asıl isim verilirmiş. Bu yaşlar bugün için de çok ilginç bir döneme denk geliyor aslında; çocuklardaki bilişsel süreçlerin, soyut işlemler gelişiminin ve mantıksal muhakemenin oluştuğu dönem 11-13 yaşlardır.
Bu yaşlar aynı zamanda çocukluk evresinin bitip ergenlik dönemimin başladığı yaşlardır. O nedenle anne babaların çocuklarına yönelik hayaller kurmaları ve beklentiler oluşturmaları son derece normaldir ancak bu hayalleri bir kimlik olarak çocuğa giydirmeleri ve zorlamaları yanlıştır.
Maalesef günümüzde birçok ebeveynin kendi hayallerini, olmak istedikleri ama olamadıkları meslekleri çocuklarına dayattıkları ve zorladıkları sıklıkla gördüğümüz bir durum. Böyle bir zorunlu seçim yapmak ise hem çocuğa, hem de aileye ömür boyu mutsuzluk olarak geri dönüyor. Ailelerin bu konuda çok iyi düşünmeleri ve karar vermeleri gerekiyor.
- Zaman içinde bu tercihler neye dayanarak değişiyor?
Çocuklar veya gençler meslek seçimleri yaparlar ve genellikle de sıklıkla değiştirirler. Burada en etkili olan akranları arasındaki etkileşimler, öğretmenlerinin önerileri ve yönlendirmeleri ile artık günümüzde kolaylıkla ulaşılan teknoloji ve internetten edindikleri bilgi. Bir de elbette yıllar içinde aldıkları akademik eğitimler.
Son yıllarda ise çocukların meslek seçiminde en çok etkili olan, o meslekten elde edebilecekleri maksimum gelir ve refah düzeyi. Artık bu karşılaştırmaları rahatlıkla yapabilecekleri bir network ağına da ulaşabildiklerini düşündüğümüzde özellikle büyük şehirlerde gelişmiş imkanlara sahip çocukların çok doğru bilgilere ulaşabildiklerini de söylemek mümkün.
- Yıllar içinde çocukların 3-4 yaşlarındayken olmak istedikleri meslekler değişti mi?
Çocukların bu kadar küçük yaşlarda istedikleri meslekler genellikle aynı temelde gibi göründe de televizyon ve bilgisayarın etkisiyle biraz daha şiddete yönelik ve teknolojiye yönelik meslekler dile getirilmeye başlandı.
Gençlerde ise, aslında temel bilimler anlamında, mühendislik, hukuk, tıp gibi belli başlı meslekler hala zirvede, ancak son yıllarda özellikle teknolojinin yoğun kullanıldığı bilgisayar, yazılım, sistem savunma gibi bazı mesleklere yönelim artmış durumda. Bir de genetik merkezli çok fazla alt alan oluşturuldu. Bu meslekler de çok ilgi çeken ve çocukların seçiminde ön sıralarda yer alan meslekler.
- Bu yaşlardaki çocuklar meslekleri ne kadar tanıyor, ne kadar doğru tanıyor?
Küçük yaşlardaki çocuklar elbette ki meslekleri tanımıyor. Özellikle gelişimlerini tamamlamadan, mantıksal seçimler yapamadıkları, henüz yetenek ve eğilimlerin ortaya çıkmadığı dönemlerdeki meslek seçimleri sadece o anlık bir söylem olarak görülmelidir.
Zaman içinde aldıkları akademik eğitimlerle beraber ilgi ve yeteneklerinin olduğu alanlara doğru bir yönelme başlayacaktır. Ve elbette okulların rehberlik merkezlerinin ve öğretmenlerinin verdikleri bilgilerin çocukların meslekleri tanımaları yönünde büyük katkısı oluyor.
Son yıllarda okullar meslek tanıtımına yönelik son derece doğru bir tutumla, tanıtım günleri ve gezileri de düzenliyorlar. Yine okulların rehberlik merkezleri çocuklara uyguladıkları bazı testlerle kişilik ve eğilimlerine uygun meslekleri belirlemeleri yönünde önemli bilgiler verebiliyor.
- Ailelerin izlemesi gereken yol nedir?
Zeka ve yetenek üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan bilim adamı Robert Sternberg ‘Akademik zekalar kolay bulunur, ancak yaratıcılık çok nadir ve eşsizdir.’ diyor. Yaratıcılık ise yetenekle doğru orantılıdır. Gerçekten de insan yeteneği olduğu konuda muhteşem eserler yaratır, muhteşem sonuçlara ulaşır.
Çocuklardaki yetenekleri desteklemek ve yönlendirmek anlamında ebeveynlerin yapabileceklerine göz atarsak:
- Çocuğun kişisel özelliklerini çok iyi gözlemlemek,
- İlgi duyduğu alanları tanımaya çalışmak,
- Kuvvetli olduğu yönlerini keşfetmek ve keşfetmesine yardımcı olmak,
- Motivasyon ve moral destek sağlamak,
- Başardığı her konuyu takdirle karşılamak.
- İstemediği ve sevmediği konularda zorlamamak,
- Araştırma ve inceleme isteklerini ertelememek, engel olmamak.
Unutulmamalıdır ki, yeteneğin ve zekanın üç önemli unsuru vardır:
- Yaratıcılık
- Analitik düşünme
- Pratik düşünme
Genellikle her hangi bir konuda yeteneği ya da ilgisi olan çocuklar kendilerini mutlaka ortaya koyarlar.
Çocuğunuzun hangi konuda yeteneği olduğunu bilseniz de bilmeseniz de öncelikle onu bazı faaliyetler için desteklemelisiniz. Mesela bir spor dalına ya da sosyal bir çalışmaya ilgi duyabilir. Bir müzik aleti çalması için teşvik edilebilir ve imkan varsa ders alması sağlanabilir.
Çocuğa önceden bazı ortamlar sağlanmadan ne konuda ilgisi ve yeteneği olduğunu anlamak mümkün olmaz. O nedenle okulda ya da bulunduğu ortamlarda;
- Bir proje çalışmasına katılmasına destek olmak
- Bir takım sanatsal faaliyetlerde yer alması için desteklemek
- Yaratıcı aktivitelerde yer almasını sağlamak
- Evde kullanılmayan bazı aletleri ve eşyaları karıştırıp incelemesine izin vermek gibi çalışmalar yapılabilir. Bunun dışında bir de olmaması gerekenler var elbette:
- Çocuğun hiç ilgisi olmayan alanlara yönlendirmemek,
- Başkalarında gördüğümüz ve özendiğimiz özellik ve yeteneklerin çocuğumuzda da olduğu düşüncesiyle hareket etmemek,
- Bize göre komik ya da basit gelse de çocuğun ilgi alanlarını küçümsememek,
- Yetenekleri üzerine desteklemenin, ders çalıştırmakla aynı şey olduğunu düşünmemek,
- Çocuğu kendi başına bir şeyler yapmaya ve keşfetmeye çalışırken engellememek,
- Olur olmaz her yerde ve herkese çocuğun özelliklerinden ve yetenekli olduğunu düşündüğümüz alanlardan bahsetmemek; Bazı çocuklar kendileriyle ilgili özelliklerin başkaları tarafından bilinmesinden hoşlanmayabilirler.
- Geleceğe yönelik abartılı beklentiler oluşturmamak.
- Mükemmeliyetçi anne baba tutumu sergilememek.
Bu tipte pek çok yapılmaması gereken madde yazabiliriz. Aynı şekilde yapılması gerekenler listesi de oluşturabiliriz.
Ancak bilinmesi gereken temel kural, çocuğun ne yaptığı, neyle uğraştığı ve ne istediğidir. Söz konusu olan çocuğun yetenekleri ve bu yeteneklerin ortaya çıkartılarak işler hale getirilmesi, buna yönelik de meslek seçimi gibi çok önemli bir karar ise tek bir önkoşul vardır: Çocuğun ilgisi ve yeteneği ne yönde yoğunlaşıyorsa o alanda kayıtsız şartsız desteklenmesi gerektiğidir.
[2015-08-06]
Yunus Emre’nin ‘Yaratılanı hoş gör, Yaratandan ötürü’ dediği gibi; hoş görmek gerek, Birbirimizi daha çok sevmek, daha çok anlamak gerek. Bunu ...
Pygmalion Etkisi, Kendini Gerçekleştiren Kehanet ya da Beklenti Etkisi olarak da tanımlanan ve kökeni mitolojik bir kahramana dayanan önemli bir kavram. ...
Yazmayayım dedim. Acıyı çoğaltmaktan korktum ama olmadı. 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülmüş olmasına tepkimi yazıya dökmeden yapamadım.
Öğretmenlik zor, çok zor bir iş. Bizler evde bir iki çocukla bile baş etmekte zorlanırken bir sınıf dolusu çocuğa ders anlatmak, ...