SERAP DUYGULU

ANA SAYFA  »  MAKALELER  »  GÜNCEL YAZILAR   »  TATİL ANNELERİ

TATİL ANNELERİ

Tatil Anneleri

Malumunuz okulların tatile girmesiyle beraber özellikle çocuklar için gerçek anlamda yaz tatili başlamış oluyor. Ailece yaz tatili planları yapılıyor, kimi aile deniz kıyılarını tercih ederken,kimi aile dağ, yayla tatilini tercih ediyor. Bazılarımız iş, çoluk çocuğun eğitimi gibi sebeplerle büyük şehirlerdeysek ailelerimizin yanına giderek tatilimizi değerlendirebiliyoruz. Okulların açılacağı eylül ayına kadar özellikle Temmuz ve Ağustos ayları tam tatil dönemi.

Araştırmalar ilginç bir sonuç koyuyor ortaya; özellikle depresyon ve stres gibi birçok psikolojik kökenli rahatsızlığın yaz döneminde azaldığı ve buna bağlı olarak uzmanlara başvuran danışan sayısının da ciddi anlamda düştüğü araştırmaların sonucunda ortaya çıkmış. Bütün bu değişimlerde pek çok etken söz konusuysa da belli başlı etkenler, hem güneş ışınlarının olumlu etkisi, hem yaz havasının ve tatil döneminin psikolojik olarak morali yükseltmesi, hem de özellikle anneler açısından eğitim sıkıntılarından, karne, ödev, sınav stresinden uzakta geçirilen yaklaşık üç aylık bir süreç olması.

Bu tatil döneminde ben de ailece tatil yapma hayali kuran annelerden biri olarak aylar önceden planlanmış tatile çıktım. Normal şartlarda Ege ve Ayvalık tatili yaparız ama bu sene tatil bölgemiz Akdeniz’in güzel illerinden biri Antalya. Kaldığımız tesiste her ülkeden, her kesimden insan var. Tek gelenler, çiftler, sevgililer, evliler, bekarlar, çocuklu aileler olarak epeyce kalabalığız ve Birleşmiş Milletler temsilciliği gibiyiz. Zira hala çözemediğim dillerden konuşan insanlar var.
Bütün bu farklı kesimin ortasında daha ilk günden çok ilginç bir şey fark ettim ve sonraki günlerde de gözlemlerimi defalarca test ettim.

Evet biz Türkler, pek çok alanda olduğu gibi yine diğerlerinden bariz şekilde farklı davranıyoruz. Biz Türkler derken de özellikle biz anneleri kastediyorum. Tüm gün boyunca çocuk havuzu başındayız,  hatta sadece çocuk havuzunun değil, çocuğun başındayız ve sürekli talimatlarla çocuğun bütün havuz ve su ilişkisine müdahale ediyoruz.
-Yavrum ayağa kalkma, çocuğum koşma düşeceksin, kızım otur orada, dur oğlum krem sürmeden giremezsin, evladım kaç kere söyledim sana güneşe çıkma diye….
Evet, konuşmaların genel çizgisi bu. Havuzu ve denizi geçiyoruz, yemeğe geliyoruz görüntü yine aynı. Çocuğunun tabağına tüm yemeklerden doldurup, ağzından burnundan gelene kadar yemek yediren, zorlayan, kızan, bağıran, tehdit eden anneler... Yemek bitmeden hayatta havuza giremezsin diyen, yemeğini yemedin doğru odaya, uyumaya diye tehdit eden anneler, çocuğun doymuş olmasına rağmen tabak tabak yemesi için ısrar eden, küsen, kapris yapan, hatta strese giren anneler...

Ben bu annelere ‘Tatil Anneleri’ diyorum. Belki normal hayatlarında da böyleler ama tatil gibi daha rahat olmaları gereken yer ve dönemde dahi bu kadar müdahaleci, kuralcı, zorlayıcı olmak gerçekten inanılır gibi değil. Halbuki tatil asıl annelerin dinlenmesi için en ideal ortam olmalı. Açık hava ve su zaten özellikle çocuklarda iştahı açan bir etken. Çocuk neyi ne kadar isterse yesin kalksın, az sonra acıkacak yine isteyecek, illa ana öğün diye tıkıştırmanın, zorlamanın ve çocuğu hem yemekten, hem yemek saatinden nefret ettirmenin anlamı var mı?

Deniz ve havuz kenarında bu kadar müdahaleci olmanın, çocuğun hareketlerini kısıtlamanın anlamı ne peki? Her şey neden bizim istediğimiz ve yönlendirdiğimiz şekilde olmalı? Başına güneş geçer diye endişe ediyorsak şapkasını takarız ya da güneşin en tepede olduğu 12.00- 15.00 arası dinlenmeye çekiliriz. Düşerse, kaybolursa diye endişe ediyorsak evet küçük çocuklar için çok dikkatli olmak gerekiyor ama artık okul çağındaki çocukları biraz serbest bırakmalıyız. Göz hapsinde tutarak ama sesimizi mümkün olduğunca kısarak. Düşebilirler, ufak tefek kazalar yaşanabilir de. Üstelik sadece çocuklar için geçerli değil bu tehlikeli durumlar unutmayalım. Bizim tatilimizde yetişkin bir kadın havuzun merdivenlerine başını çarptı ve kaşında ciddi anlamda açılma oldu, dikiş atıldı. Demek ki hepimiz için geçerli bir durum bu.

Kabul edelim bizler çok müdahaleci, aşırı kontrolcü anneler olduk. Bütün tatil boyunca yabancı annelerin sesini neredeyse duymadık ama biz Türk anneler hiç susmadık. Çocuklar için düzenlenen akşam etkinliklerinde dahi, ‘hadi kalksana, sen de katılsana, hadi oynasana, ellerini kaldır, alkışla, bak sen de dön, ön tarafa geç’ şeklindeki komutlar hiç bitmedi ve yabancı anneler şaşkın şaşkın bizi izledi…
Tatil anneleri bu sene de dinlenemedi, bu sene de yoruldu. Umarım kışın dinlenirler...

[2013-10-03]


Paylaşım:

BU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

baska-cehenneme-gerek-var-mi-504

BAŞKA CEHENNEME GEREK VAR MI?

Ülke olarak içinde bulunduğumuz coğrafya savaş, kan ve vahşet görüntüleriyle dolu. Kadim zamanlardan bu yana Ortadoğu bölgesi bütün savaşların, çatışmaların merkezinde ...

yok-ettigimiz-tarihimiz-209

YOK ETTİĞİMİZ TARİHİMİZ

Yazık ki tarihimiz ayaklarımız altında yok olup gidiyor.Yazık ki bir ülke kendi değerlerinin topluma ve tarihine kazandırılması konusunda yetersiz kalıyor.Yazık ki ...

turkiye-de-kadin-olmak-452

TÜRKİYE'DE KADIN OLMAK - KADIN HAKLARI GÜNÜ

Türkiye’de kadın olmak; her türlü olumsuzluğa rağmen, kadın olmak, anne olmak, insan olmaktır ve olabildiği her şey için mutlu olmaktır.

iliskiler-ya-da-beraberlikler-378

İLİŞKİLER YA DA BERABERLİKLER

İlişki ve beraberlik kelimeleri aslında aynı anlamdaymış gibi kullanılsa da pek çok açıdan farklı anlamlar taşıyan sözcüklerdir. İlişki her zaman bir ...


MAKALELER
MAKALELER

Çocuk&Ergen, Yetişkin, Aile, Eğitim, Anne&Baba ... konulu makaleler.

VİDEOLAR
VİDEOLAR

Video arşivi, TV programları...

FOTOĞRAF GALERİSİ
FOTOĞRAF GALERİSİ

Sunum, seminer, söyleşi, eğitim çalışmalarımıza ait fotoğraflar.

BİZDEN HABERLER
BİZDEN HABERLER

Ne zaman neredeyiz? Bizi bu köşeden takip edebilirsiniz?

BASINDA BİZ
BASINDA BİZ

Bizimle ilgili basında yer alan haber, makale ve görseller...

2024. Site içeriğinin telif hakları SERAP DUYGULU'ya aittir.

Avinga | XML