Bahar depresyonu, mevsimsel bir isimle anılmasına rağmen,tipik depresyonun belirtilerini veren ve büyük ölçüde de mevsime göre ortaya çıkan bir duygu durum bozukluğudur. Özellikle sonbaharda daha etkilidir ancak bazen ilkbahar aylarında da ortaya çıkarak bireyleri olumsuz olarak etkileyebilir. Baharla beraber doğada değişen dengeler ve düzensiz olarak alınan güneş ışığı beyindeki bazı hormonların ve kimyasalların da dengesini bozarak,bireyin kendisini mutsuz hissetmesine yol açar. Bedensel bioritm yani biyolojik saatimiz bozulur.
Normal depresyonda karşılaşılan temel belirtiler bahar depresyonu için de geçerlidir. O nedenle; mutsuzluk, sürekli bir hüzün hali, halsizlik, isteksizlik, uyku düzeninde ve süresinde değişiklikler, belirgin olarak kilo alma ya da kilo kaybı, ölüm düşünceleri, değersizlik hissi, aşırı duygusallık,dikkat dağınıklığı, unutkanlık,
huzursuzluk gibi belirtiler görüldüğünde bahar depresyonu düşünülmelidir ve bir uzman yardımı alınmalıdır.
Bazen depresyona bedensel başka şikayetler de eşlik edebilir; kas ağrıları, mide bulantısı, baş ve karın ağrıları, cinsel isteksizlik, aşırı iştah ya da iştahsızlık gibi belirtiler de mutlaka dikkate alınmalıdır.
Bahar depresyonunda en etkili olanın melatonin hormonu olduğunu ve bu hormonun da uyku düzeninden sorumlu olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Bahar ve yaz aylarında artan güneş ışığı nedeniyle vücudumuzda üretilen melatonin hormonunun düzeyi de değişir ve bu değişkenlik bizim psikolojimizde,günlük hayatımızda, bazen de vücudumuzda bazı problemlere yol açabilir. Mevsimsel depresyon, adından da anlaşılacağı gibi döneme özgü bir depresyondur ve diğer depresyon türlerine oranla daha hafif ve kolay atlatılabilir. Ancak belirtiler iki hafta içinde düzelmiyorsa, şiddetleniyorsa, kendi kendine geçer düşüncesiyle beklemek yerine gecikmeden bir psikoloğa başvurmak gerekiyor.
Hemen hemen bütün depresyon türlerinde en çok etkilenenlerin kadınlar olduğu biliniyor. Bahar depresyonunda da 15-55 yaş arası kadınların etkilendiği ve toplam nüfus içinde depresyona yakalananların %70’nin kadınlar olduğu görülüyor. Bunun nedeninin kadınların ev, iş, çocuklar gibi pek çok alanda daha fazla sorumluluk almalarından ve bedensel olarak hormonal faaliyetlerinin daha fazla olmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Depresyona herkesin,hayatının bir döneminde yakalanabileceği,herkesin risk altında olduğu unutulmamalıdır. Üstelik depresyon tekrarlayabilen bir rahatsızlıktır. O nedenle özellikle daha önce depresyona yakalanmış kişilerin bu konuda daha dikkatli olmalarında fayda var.
Uyku düzenine ve saatine dikkat etmek, yeme alışkanlıklarını sağlıklı olanlarla değiştirmek, egzersiz ve spor faaliyetlerine zaman ayırmak, açık havada yürüyüşe çıkmak, özellikle mevsim geçişlerinde doktor kontrolünde gıda ve vitamin takviyesi yapmak, bir takım sosyal çalışmalara katılmak, zevkli uğraşlar edinmek, gün ışığından olabildiğince çok yararlanmak bu geçiş dönemlerini atlatmaya yardımcı olacaktır.
Bazen fototerapi olarak bilinen ışık tedavisi de yararlı olabilir. Işık tedavisi son yıllarda sıklıkla kullanılan bir yöntem olarak dikkat çekiyor ve düzensiz güneş ışığından kaynaklanan bahar depresyonunu tedavi etmekte oldukça etkili olduğu düşünülüyor.
Unutmayalım ki depresyon bireyin bütün yaşantısını, iş hayatını ve ilişkilerini olumsuz olarak etkileyen bir duygu durum bozukluğudur ve profesyonel bir yardım almadan atlatılması zordur. Belirtiler görüldüğünde mutlaka uzmanlara başvurmanızı ve gecikmeden destek almanızı öneriyorum.
[2014-02-28]