Her nimetin bir külfeti vardır derler. Teknoloji hayatımıza girdiğinden beri hayatlarımız kolaylaştı belki ama, olumsuz bazı etkileri de ortaya çıkmaya başladı. Gün geçmiyor ki, teknolojik bir aletin insan sağlığı için yeni zararları gündemi meşgul etmesin. Yıllardır bilgisayarların, bilgisayar oyunlarının zararlarından söz ediyoruz ama başka araştırmalar başka bazı sonuçlar sunmaya başladı. Bu açıdan daha dikkatli olmamız gerekecek.
Tablet bilgisayarlar kalbi durdurabiliyormuş
Araştırma 14 yaşındaki Amerikalı bir kız öğrencinin tıp doktoru olan babasının yardımıyla başlattığı bir çalışmaya dayanıyor. Araştırma sonuçları Mayıs 2013’te yayınlanıyor ve tıp dünyası ayağa kalkıyor.
Gienna Chien isimli öğrenci, cerrahi operasyon geçirmiş ve kalbine kalp ritmini düzenleyici alet takılmış hastaların tablet bilgisayarlara ve içinde kuvvetli mıknatıs bulunduran diğer teknoloji harikası cihazlara fazla yaklaşıldığında kalbi korumakla görevli aletlerin durduğunu saptamış.
Çalışma, kalbine ICD (implantable cardioverter defibrillator) aygıtları takılmış hastalar üzerinde yapılmış. ICD aygıtları normal kalp pillerinden daha farklı bir işleyişe sahip. Kalpteki zaman zaman ortaya çıkan ritm bozukluklarını algılayarak, gerekli durumlarda kalbe minik elektroşok dalgaları gönderiyor ve kalbin normal ritmine dönmesine yardımcı oluyor. Bu cihazların özelliği ise kalbe bir ameliyatla yerleştirilmiş olmaları. Bakım yapılması için ya da cihazın devre dışı bırakılması için vücuda dışarıdan müdahale ediliyor ve çok güçlü mıknatıslar kalbe yaklaştırılarak cihaz devre dışı bırakılıyor.
Genç öğrenci de araştırmasını bu noktada gerçekleştirmiş.
26 hasta üzerindeki deneylerde kalbe yakın tutulan İPad 2 tabletler hastaların %30’unda, yani tam 8 hastada kalp aletlerini bakım moduna sokmaya yetmiş.
Bu hastaların bazılarında tablet uzaklaştırıldığında kalplerindeki cihaz bakım modundan çıkıp normal çalışmasına devam etmiş ama bazılarında bakım modunda kalmış. Olayın can alıcı noktası da şu ki; kalbe takılan ICD cihazları normal kalp pilinden farklı olarak sadece kalpte sorun varsa devreye giriyor. Kişi, kalp krizine yol açacak bir ritim bozukluğu yaşamadan bu cihazın devreden çıkıp çıkmadığı anlaşılmıyor.
Günümüzde tabletlerde bu kadar yüksek çekim gücüne sahip mıknatısların kullanılma sebebi, tabletlerin camını korumak ve özel üretilmiş kılıflarına daha iyi tutunmalarını sağlamak.
Öte yandan ICD cihazlarını üreten firma tablet bilgisayarların üreticinin uyardığı ve önerdiği biçimde kullanılması haline herhangi bir sağlık sorunu oluşmayacağını belirtiyor. Ancak Gienna Chien’in bulguları da, tableti göğsüne koyup uykuya dalanların ciddi olarak risk altında olduğunu gösteriyor.
Bu araştırma yaklaşık 6 aylık bir çalışma ve kalp ritminde bozukluk yaşayan hastalar üzerinde yapılmış, anlamlı farklılıklar tespit edilmiş. Bu çalışmada etkilenen kişiler yetişkin hastalar.
Peki ya büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarımız bu aletlerden ve yüksek çekim gücüne sahip mıknatıslardan nasıl etkileniyor?
Henüz bilmiyoruz! Bu konuda yapılmış bir araştırma sonucuna rastlayamadım. Varsa da ben denk gelmedim. Her şeyin ötesinde birçok teknolojik aletin manyetik alanlar oluşturduğunu ve radyo aktif ışınlar yaydığını duyuyoruz.
Tek başına bu risk bile, çocuklarımızın odasında neden bilgisayar, cep telefonu ve televizyon olmaması gerektiğini açıklamak için yeterli olmalıdır.
Bu konuda daha önce yine köşemde yazdığım ‘Elektromanyetik Alanlar-Tehlikenin Farkında mıyız?’ başlıklı yazımı okumanızı öneriyorum. Yazımın bağlantısı şöyle:
http://www.serapduygulu.com.tr/yazi-arsivi/elektromanyetik-alanlar-tehlikenin-farkinda-miyiz.html
Son olarak özellikle vurgulamak istediğim bir konu daha var; gece derin uyku sırasında vücudumuz Melatonin isimli bir hormon salgılar.
Melatonin uyku hormonudur ama çocuklar için aynı zamanda büyüme hormonudur.
Genellikle gece 1-3 saatleri arasında ve ışıksız ortamda yoğun olarak salgılanır. Bu saatlerde mutlaka derin uykuya yani REM uykusuna geçmiş olmamız gerekir. Çocukların özellikle erken saatte yatmaları bu nedenle çok önemlidir.
Çünkü çocuklar gece salgılanan Melatonin hormonuyla büyürler. Bu hormon gündüz yoğun olarak salgılanırsa, uykulu oluruz, hatta depresyona gireriz. Melatoninin salgılanmasını olumsuz olarak etkileyen şey ise ışıktır. Gece ortamının doğal ışığı olan ay ışığı değil ama ortamda yakılan gece lambası, telefon, televizyon ve bilgisayar kaynaklı ışınımlar da hormonun salgılanmasını aksatır hatta durdurur.
Kalp hastalarına ameliyatla takılan ve hayat kurtaran cihazları bile devre dışı bırakabilen teknolojik aletlerin çocuklarımızın büyümeye çalışan minicik ve savunmasız bedenlerine verebileceği zararların önüne geçmek biz anne babaların elinde:
- Çocuklarımızın saat 10.30’dan önce yatakta olmalarını sağlamak
- Odalarında ışık yakmadan uyutmak,
- Işıksız uyuyamayan çocuklar için, uyuduktan hemen sonra ortamdaki ışıkları kapatmak,
- Çocukların odalarında teknolojik aletlerin bulunmasına izin vermemek.
- Özellikle tablet bilgisayarla, cep telefonuyla uyumalarına engel olmak,
Teknolojiyi reddetmek mümkün değil, hayatımızı kolaylaştırdıkları ve birçok imkan sağladıkları bir gerçek.
Ancak unutulmamalıdır ki, teknoloji hayatımızın her alanına girmiş olsa da yatak odalarımıza kadar girmemeli.
Olabildiğince uyuduğumuz odaları temiz tutmak zorundayız.
Genç öğrencinin araştırmasını ve sonuçlarını merak edenler aşağıdaki bağlantıdan ayrıntıları okuyabilirler.
Sağlıklı bir hafta dileklerimle, sağlıcakla kalın.
[2015-05-05]
Adını mitolojik bir öyküden alan ve günümüzde çok sık kullanılan bir terim olan Narsizm en net anlamıyla Kendini Beğenmişlik hastalığıdır. Genellikle kendine ...
Ürettiğimizden daha çok tüketerek yok oluyoruz. Ektiğimizden daha çok biçtiğimiz için yok oluyoruz. Diktiğimizden daha çok kestiğimiz için, aynılıklara değil ayrılıklara ...
Aldatma bir kadının ya da bir erkeğin birlikte olduğu insanın dışında bir başkasıyla beraber olması biçiminde tanımlanabilir ancak olay o kadar ...
Gündemi çok hızla değişen güzel ülkemizde sürekli yeni gündemler oluşuyor. Gündem sıkıntısı çekmiyoruz ama asıl önemli bir noktayı gözden kaçırıyoruz. Konu ...