Araştırmalar gösteriyor ki, Koku diğer duyulardan daha önce anne karnında oluşan ve hiç kapanmayan, durmayan bir duyu türü.
Üstelik birçoğumuz farkında bile değiliz ama koku günlük duygularımızın %75’ini etkiliyor.
O kadar etkili bir duyu ki, öğrenmemiz, odaklanmamız, uyku düzenimiz, hatta aşk hayatımız üzerinde bile çok etkili. Son yıllarda yapılan araştırmalar eşimizi seçerken de koku duyusunun çok büyük etkisi olduğunu ortaya koydu.
Bütün sır bedenimizin salgıladığı Feromon’ların karşı cins tarafında algılanmasıyla başlayan yakınlaşmada yatıyor.
Peki, Feromon nedir? Feromon, organizma tarafından üretilen ve aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal maddedir. Yunanca kökenli olan sözcük "hormon taşıyan" anlamına gelmektedir.
Vücudumuzun farklı bölgelerinden salgılanan bir tür ter hormonudur.
Bu maddeler bazı insanları itici bulmamıza sebep olurken, bazı insanları çok sempatik bulmamızı sağlıyor. Bu kadar net ayrımlar yapmamıza yardımcı olan Feromon’ların eş seçiminde ne kadar etkili olduğu son yıllarda daha net olarak anlaşılmış durumda.
Geçtiğimiz aylarda koku üzerine yazılmış ve bu konuda kaynak niteliğinde olabilecek bir kitap yayınlandı. Bir Biyolog ve Sağlık Haberleri Yazarı olan Esra Öz tarafından yazılan ‘Kokuyla Keşfet’ kitabında kokunun hayatımızdaki önemi üzerine çok ilginç ve önemli bilgiler yer alıyor.
Örneğin doğru eş seçimi konusunda kadınlar ve erkeklerin katıldığı bir test yapılmış. Gen yapıları birbirinden farklı, kadınlar ve erkekler seçilmiş ve erkeklere temiz tişörtler verilerek iki gece boyunca giymeleri istenmiş. Bu sırada da herhangi bir kokuyla temas etmelerine, sabun veya parfüm kullanmalarına izin verilmemiş.
İki günün sonunda kadınlara bu tişörtler koklatılmış ve kendilerine güzel kokan tişörtleri seçmeleri istenmiş. Ardından test uygulanan kadınlar ve erkekler bir araya getirilerek kendilerine en uygun eş olabilecek kişileri göstermeleri istendiğinde kadınlar, daha önce kokusunu güzel buldukları erkekleri seçmişler.
Anlaşılan o ki, eş seçiminde burnumuz diğer bütün organlarımızdan daha fazla etkili. Kadınların büyük çoğunluğu eşlerinin kıyafetlerine sarılmayı seviyor, buna karşı kadın kokusu da erkeklerdeki cinsel isteği artıyor.
Feromonların hem kadınlar hem de erkekler açısından önemi gerçekten çok büyük. Fakat eş seçiminde tek başına yeterli değil. Başka bazı hormonlara daha ihtiyaç var.
İster kokusundan hoşlanmış olsun, ister konuşmasından karşı cinsten etkilenen bir insanın beyni hızla PEA olarak kısaltılmış olan Feniletilamin üretmeye başlar.
Kan basıncı ve kalp atış hızı artar, kişi iyimser ve mutlu olur. Bu hormon insanlarda aşk hormonu olarak bilinir.
Bundan başka bir de Oksitosin hormonu var ki o da dokunmayla tetiklenen bir hormondur, hipofiz bezi tarafından salgılanır ve özellikle kadınlarda bebeği emzirmeye yardımcı olmak açısından oldukça önemlidir.
O kadar önemlidir ki Oksitosin hormonu olmasaydı sevdiğimiz insanlara karşı beslediğimiz o yoğun duyguların hiçbirisi olmayacaktı.
Testosteron ve Östrojen hormonlarını da unutmamak gerekir. Testosteron erkeklik hormonu, östrojense kadınlık hormonu olarak bilinirler ama her iki hormon her iki cinsiyet tarafından da üretilir.
Bütün bu hormonlar bir araya geldiğinde insan doğası gereği yakınlaşma ve üreme söz konusu oluyor.
Araştırmalar burnumuzun bize doğru eş seçiminde çok önemli ipuçları verdiğini gösteriyor. İçinde yetiştiğimiz kültür ve topluma bağlı olarak eş seçiminde pek çok farklı kriteri dikkate alıyoruz ya da almak zorunda bırakılıyoruz ancak bedenimizi dinlersek o özellikle Feromonların etkisiyle doğru insanı çok büyük olasılıkla buluyor. Birçok etkenin etkisiyle şekillense de seçimlerimizde burnumuza ve bedenimizin diline kulak vermekte fayda var
[2015-05-15]
Borderline kişilik bozukluğunda,kişinin kendisine ait kimlik duygusunda, ilişkilerinde, duygusal tepkilerinde devamlı bir dengesizlik yaşadığını görüyoruz.Bireyin toplumsal, mesleki ve cinsel kimliğinde derin ...
Her nimetin bir külfeti vardır derler. Teknoloji hayatımıza girdiğinden beri hayatlarımız kolaylaştı belki ama, olumsuz bazı etkileri de ortaya çıkmaya başladı. ...
Cerrahi operasyonlar genellikle yalnızca tıbbi açıdan düşünülse de, bu konunun psikolojik boyutları da unutulmamalıdır. Fizyolojik iyileşmenin tam olarak sağlanabilmesi için psikolojik ...
Korkular, kaygılar olması doğal. Özellikle yoğun şiddet içeren görüntüler hepimizi çok sarstı. Bu görüntüleri ve yaşananları unutmak kolay değil. O nedenle ...