Kadınlar ve erkekler üzerine yazılıp çizilen her şey aslında her iki tarafın birbirini anlama ve tanıma çabalarından başka bir şey değildir.İnsanın dünya üzerinde var olmasıyla beraber bir arada yaşama ya da beraber olma adına atılan bütün adımların temelinde de cinsellik vardır.
Bizim gibi daha içe kapalı toplumlarda birey olarak kendimizi tanımıyor olduğumuz gibi,karşı cinsle ilgili olarak konuştuklarımız ya da inandıklarımız da her zaman doğru olmayabiliyor.Kadınların erkeklerle ilgili olarak sahip olduğu pek çok yargı aslında toplumsal yargılarımızın bir uzantısı.Benzer yargılar erkeklerin düşüncelerinde de olmakla beraber,en yaygın olarak erkekler hala kadınlar açısından bir bilmece olmaya devam ediyorlar.
Erkeklerle ilgili olarak kadınların inandığı ya da gerçek olduğunu sandığı pek çok yanlış var aslında.Bunlardan en bilineni,erkeklerin sürekli seks düşündükleri şeklindeki inanç.Ardından bir kadın ve bir erkeğin beraberliğinde erkeklerin mutlaka cinsellik aradıkları gibi yine çoğunlukla yanlış olan görüş geliyor.Genel olarak kadınların erkekler hakkındaki yargıları hep cinsellikle içeriyor ve talep eden tarafın hep erkekler olduğu biçiminde devam ediyor.
Yine bu yanlış inançlarımızı sıralarsak,
• Erkekler her zaman sekse hazırdır:
Seks bir eylem olarak tamamen hormonların kontrolünde olduğundan böyle bir şey söz konusu olamaz.Hiç kimse günün her anında sekse hazır olamaz.Bu hem kadın için hem de erkek için ne biyolojik olarak ne de mantık olarak mümkün olmadığı gibi,yine toplumsal bazı yargılar nedeniyle erkekler hakkında yerleşmiş inançlarımızdandır.
• Bütün ilişkilerde başlatan ve yönlendiren erkek olmalıdır:
Daha kapalı toplumlarda erkeklerin böyle bir misyonu olduğuna inanılır.Kadınların geri planda durması,talep eden değil,talep edilen taraf olması beklenir.Dolayısıyla kabullenici tutumlar kadınlara yakıştırılır.Hele hele bir ilişkide aktif olan tarafın erkek olması gerektiği kadınların düşüncelerine de adeta kazınır.
• Erkekler duygusallıklarını belli etmemelidirler.Ağlamak erkeklere uygun bir davranış değildir:
Bir erkek,sadece erkek olması nedeniyle her zaman güçlü olmalıdır,ailesini,eşini,çocuklarını koruyan, kollayan,gözeten taraf olarak ilahlaştırılan erkeğin hassaslaşması,duygusal davranması birçok toplumda hoş karşılanmaz.Hele hele ağlamak gibi tamamen kadına atfedilen duygusallık ifadeleri erkeği güçsüz gösteren davranışlar olarak görülür.
• Bütün yakınlaşmalar erkeklere göre mutlaka cinsellikle bitmelidir:
Tamamen yanlış inanışlardan bir diğeri de budur.Erkeklerin kadınlar hakkında sürekli cinsel içerikli düşünceleri ve hayalleri olduğu şeklindeki öğütlerle yetiştirilen kadınların kafasında da gerçekten erkeklerin sadece cinsellik düşündüğüne olan inanış yerleşmiştir.Zaman zaman erkeklerin sekse olan ilgileri konusunda çevreden duyulan bazı olumsuz örneklerle maalesef bu inanışlar pekişmiş durumda.
• Erkeklere göre karşı cinse ilgisini belli eden kadın hafif kadındır. Dolayısıyla erkekler bundan hoşlanmazlar:
Çok sık duyduğumuz bazı sözler aslında bu inancın ne kadar kuvvetli olduğunu açıklamaya yetiyor. Evlenilecek kadın vardır,eğlenilecek kadın vardır sözü tam da bunu anlatmak üzere örnek verilebilir.
Gerçekten toplumumuzda hala bu tür bir inanış vardır.Bir ilişki başlayacaksa, duygularını açıkça ifade eden taraf,ya da ilgisini,beğenisini ortaya koyan taraf hep erkek olmalı ve kadın da kabullenici yani çekinik taraf olmalı.
• Erkek cinsel açıdan asla başarısız olmamalıdır.Cinsel anlamda başarısızlık erkek için bir felakettir:
Çocuklarımızı büyütürken maalesef kadınlarımıza daha geride durmayı,erkeklerimize de cinsel gücün mutlak bir üstünlük gösterisi olduğunu öğretiyoruz.
Oysa başarı ya da başarısızlık tamamen göreceli kavramlardır ve sonu ne olursa olsun,sadece karşılıklı dokunmak bile sağlıklı bir cinsel hayat için her iki eş açısından mutluluk vericidir.Kaldı ki her konuda olduğu gibi cinsel sorunlar yaşanıyorsa başvurulacak doktorlar bellidir ve çözümlenemeyecek sorun yoktur.Özellikle seks hala bir yasak konu olarak görüldüğünden,rahatlıkla konuşulup dile getirilmediği için sorunlar varsa bile çözüm bulmak zaman zaman çok zor olabiliyor.
Aslında ister kadın olsun,ister erkek bütün insanların karşı cinsle ilgili yanlış bilgilere sahip olmasının temelinde yatan sebep,cinselliğin hala bir tabu olarak görülmesidir.Bir de toplumsal yargılarla yoğrulan düşüncelerimiz ve inançlarımız sonuçta kırılmaz kalıplara dönüşebiliyor. Kadınların genel olarak daha masum ve korunmaya muhtaç varlıklar olarak görülmesi, erkeklerinse her tür kötülüğü yapmaya müsait ve özellikle de cinsellik konusunda fırsat kollayan,atak taraf olarak düşünülmesi karşılıklı olarak yanlış yargılara yol açıyor.
Bilinmesi gereken konu şudur,kadın ya da erkek birbirleri için vardırlar ve birbirleri olmadan da bir hiçtirler.
Yanlış inançlar hayatın hemen her alanında olacaktır ama önemli olan yanlış olanların farkında olarak,ilişkileri ve birbirimizle ilgili düşüncelerimizi yeniden düzenleyebilmektir.
[2013-10-03]