Her yaş ve olgunluk düzeyinde uygulanacak disiplin ve kurallar bütünü farklı olmalıdır. Çocukluk çağı, yaş dönemlerinden oluşan bir bütündür.
Disiplin uygulamalarında en çok sıkıntı çekilen konulardan birisi budur. Yaşanan herhangi bir sorunda kimin sözünün geçeceği, kimin haklı olduğu neredeyse hayati bir mesele haline gelmiştir.
Çocuklara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk duygusu kazandırılmalıdır. Bu, çocuğun bir birey olarak toplum içinde yer edinebilmesinin de kapısın aralayan en önemli adımlardan biridir.
Disiplin maalesef hala cezalandırmayla bir aradaymış gibi düşünülür. Oysa disiplin çocuğu uygun davranışları kazanması yönünde olumlu öğeleri kullanarak eğitmek demektir.
Çocuklarımızı yetiştirirken sıklıkla uyguladığımız yöntemleri bilmekte fayda var. Hepimiz bunlardan birini veya birkaçını kullanıyoruz.
Kendisine ve başkalarına saygı duyan, çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilen, özgüveni gelişmiş, başarılı, ne istediğini bilen ve kendisini ifade edebilen çocuklar yetiştirmek ciddi olarak emek ve sabır ister.
Araştırmalar, sevginin tek başına bir güç olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Öyleyse sevgimizi ifade etmenin pek çok yolunu bulmalı ve çocuklarımızı sonsuz bir sevgi ortamında büyütmeliyiz. İşte sevgimizi göstermenin yolları:
Çocuk eğitimindeki en önemli unsur olan disiplinin temel amacı, davranışları biçimlendirmek ve dengeli bir yapı oluşturmaktır. Genel olarak, bu amaçları taşıyan disiplin, maalesef ceza kavramıyla aynı anlamda düşünülür.
Disiplin aile kurallarıyla birlikte uygulandığında kalıcı bir etki bırakır. Sağlıklı ve tutarlı bir aile ortamında çok katı kurallara gerek kalmadan, net sınırlar çizilebilir ve çocuklar da tüm aileyi bağlayan kurallara hem saygı,hem de uyum gösterirler.
Sevgi göstermek demek ona pahalı ve çeşit çeşit hediyeler almak demek değildir. Çocuklar ne aldığınızı ve ne kadar para verdiğinizi önemsemezler. Ama birlikte paylaşılan anlara çok önem verirler.
Bir çocuk kendisine ve çocuğuna güvenen bir anne eliyle sağlıklı büyüyebilir ve hayata sağlıklı hazırlanabilir. Hayatının merkezine sadece çocuklarını ya da eşini koyan bir anne kendisi için de yaşamayı unutmuş bir annedir.
Masallar çocuğa anlatılmak ve öğretilmek istenilen her şeyi dolaylı yoldan ifade etmenin en güzel yoludur. Doğal bir biçimde sözlü iletişim becerilerini kazandırmak, soyut kavramları öğretmek bu yöntemle mümkün olur.
Hayat sadece ders ve sınav değil. Hayat, aslında olduğu gibi hayatı yaşamak. Bırakın çocuklar yazın bisiklete binsin, sokakta arkadaşlarıyla oynasın, toza toprağa bulansın, çocuk gibi davransın, çocukluğunu yaşasın.
Özellikle günümüzde çalışan anne sayısının hızla artması çocukların yetiştirilmesinde başka insanların katkıda bulunmasını zorunlu hale getirdi. Bu zorunlulukta ilk akla gelenler ise diğer aile bireyleri oluyor.
Toplum içinde yaşayan bireyler olarak öncelikle içinde yaşadığımız toplumla uyumlu ve sağlıklı ilişkiler kurmamız beklenir. Bireylerin birbirleriyle ve çevreleriyle dengeli ilişkiler kurabilmesinin yolu ise çocuklukta aldıkları eğitimle gerçekleşebilir.
Genellikle çocuklara yönelik cinsel taciz vakalarını duyarız ve hepimiz çocuklarımızı korumaya çalışırız. Ancak son yıllarda çocuğa yönelik taciz olayları hepimizi sarsan bir şekilde yön değiştirmeye başladı. Çocuğa yönelik taciz, çocuğun çocuğa yönelik tacizi olarak gündeme geldi.
Masal dediğimiz öyküler,çok geniş bir yelpaze içinde farklı bir çok öğeyi içine alıyor ve aslında amaçları ideal insan olmaya giden yolu, basit, gündelik bir anlatımla dinleyene sunmak.
Anne babaların çocuklarına hayatı zehir ettikleri iki önemli konudan birisi odasını toplamasıdır, diğeri dersini çalışmasıdır. Maalesef her ikisi de her zaman sorun olmuştur.
Çocuğun çevresine karşı tepkili ve ilişkilerinde mesafeli davranıyor olması hemen hemen bütün çocuklarda görülebilen ve çekingenlik ya da utangaçlık olarak bilinen bir davranış biçimidir.
İş hayatının yoğunluğuna ek olarak bazı anne babaların zaman zaman seyahat etmelerini gerektiren çalışma koşulları olabilir ya da çocuklarından bir süreliğine ayrılmak zorunda kalabilirler. Bu ayrılıklar eğer doğru planlama yapılmazsa özellikle çocuklar açısından ciddi sıkıntılara yol açabilir.