Çocuk Gelişimi, Çocuk Psikolojisi, Ergenlik ve Ergenlik Sorunları ile ilgili makale ve bilgilere bu kategoriden ulaşabilirsiniz.
Sigara, bilindiği gibi toplum içinde en kolay ulaşılan, en kolay bağımlılık yaratan ve aleni ya da gizli pek çok insanın kullandığı, günümüzün en tehlikeli alışkanlıklarından biri.
Hepimiz sigara bağımlılığının ne kadar tehlikeli olduğunu ve pek çok hastalığın doğrudan sebebi olduğunu biliriz ama bu bilgi bile sigaraya olan bağımlılığı sona erdirmeye yetmez. Birçok yetişkin sigara kullanımına devam ederek sadece kendisine değil, çevreye de zarar verdiğini nedense görmezden gelir.
Çocuk istismarı bir çocuğun bir yetişkin ya da diğer bir çocuk tarafından fiziksel, cinsel, ruhsal tacize uğraması, rızası olmadan baskıya maruz kalmasıdır.
Özellikle de cinsel istismar, ne yazık ki ülkemizde ve dünyada büyük bir oranda görülüyor.
Gençlerin özellikle ergenlik döneminde meraklı ve dışa dönük bir yapı sergilediklerini biliyoruz. Bu yaşlar aynı zamanda 'çete çağı' olarak bilinir ve çocukların tehlikelere de en açık oldukları dönemdir.
Bu yaş dilimlerinde, hem özenmelerinden, hem de yazılı ve görsel medyadaki olumsuz örneklerden etkilendikleri bir dönemden geçtiklerini ve madde bağımlılıklarına yöneldiklerini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Çocukların ilk eğitim yeri ailedir. Aile olmak çocukları kendi istediğimiz gibi bir birey haline getirmek değil, çocuğun kişiliğine ve eğilimlerine göre eğitmek, yetiştirmek demektir.
Erken ergenlik derken, modern hayatın değişmesiyle birlikte çocuklarda ergenliğin ortalama 6-7 yaşlarına kadar indiği bir dönemden bahsettiğimizi vurgulamakta fayda var. Erken ergenlikte genellikle etkili olan hormonal sorunlardır ve bununla birlikte oluşan fiziksel değişimler, psikolojik belirtileri de beraberinde getiriyor.
Eylül ayıyla birlikte, hem çocukların hem de ebeveynlerin okul telaşı başladı. Bu dönemde okulların eğitimiyle ilgili endişeler, çocukların uyum sorunu yaşamalarına dair kaygılar, maddi ve manevi sorumluluklar artabiliyor.
Öncelikle okula başlayacak olan çocukları iki ayrı grupta incelemek gerekli. Birincisi; daha önceden anaokuluna gitmiş ve okul konusunda tecrübeli olan çocuklar, diğeri de ailesinden ilk kez ayrılacak ve okula gidecek olan çocuklar.
Nihayet yaz mevsiminin ilk ayı Haziran geldi. Yoğun tempoyla geçen okul dönemini sonlandırırken, önümüzdeki üç buçuk ayın en verimli şekilde geçmesi için neler yapabileceğimiz konusunda önemli noktalara değinmekte fayda var.
Çocuklar okulların kapanmasını dört gözle beklerken, anne babaların da tatil öncesi sağlıklı bir plan yapması gerekli. Çünkü günümüz şartlarında çocukların gün geçtikçe değişen davranışlarını şekillendirmek ailelerin elinde. İşte yaz tatili de bu değişimi ve gelişimi olumlu yönde desteklemek açısından önemli bir zaman dilimi.
Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri, neredeyse her anımızı sosyal paylaşım ağlarında paylaşıyoruz. İnsanlar birçok anısını arkadaş çevresiyle paylaşarak sosyalleşiyorlar.
Sosyal Medya dediğimiz alan olumlu ve olumsuz yönleriyle hala pek çok açıdan bilinmezliklerle dolu. Biz yetişkinler için bile güvenlik açısından birçok tehlike varken durum çocuklar açısından daha tehlikeli bir hal aldı.
Maalesef son araştırmalar stresten çocukların da çok ciddi şekilde etkilendiğini gösteriyor. Aslında biliyoruz ki, dozunda ve kısa süreli orta düzeyde stres her birey için olumlu etkiler yapan, odaklanmamızı sağlayan bir duygu durumu.
Bir yaş çocuklar için gerçekten de her yönüyle sihirli ve değişime en açık oldukları yaştır. Bu yaşa özgü en belirgin özellik çocuğun bütün ikili ilişkilerinde öne çıkan Benmerkezci Tutum’dur.
Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada sıklıkla cinsel taciz, çocukların cinsel istismarı ve pedofili haberleri yer almaya başladı. Bu haberleri ne yazık ki güncel haberler kadar olağan karşılamaya başladık ki asıl korkutucu olan da budur. Bu konuda bilinçlenmek ve çocuklarımızı koruyabilmek adına önemli noktaları tekrar hatırlamak gerekir düşüncesindeyim.
Aile içinde ortaya çıkan iletişim sorunlarının belki de en önemlisi sağlıklı oluşturulamamış anne baba ve çocuk ilişkisidir. Böyle ailelerde kurallar net değildir hatta duruma ve keyfiyete göre değişir.
Çocuklar alışveriş merkezlerinin mermer ve taş zemininde değil, doğal zeminde, toprakta, çimende koşup oynamalılar.
Büyüme çağındaki çocukların eklem yerlerindeki dokular uyarılmaya ihtiyaç duyarlar.
Çocukların elinden çocukluklarını aldık, sokakları aldık, oyunlarını aldık, masumiyetlerini aldık. Onları taciz eden, tecavüz eden, şiddet uygulayan, ihmal eden yetişkinler dünyasıyla tanıştırdık.
Okulun amacı çocuklara sadece akademik eğitim vermek değildir. Öncelikle çocuklarımızın sağlığı ve okuldaki güvenliği önemlidir. Güvenliğini sağlayamadığınız çocuğa akademik olarak bir şey veremezsiniz.
Sanal zorbalıkta sadece kişiyi hedef alan bir saldırıdan çok aileyi ve yakınları hedef alan tehditler de olabiliyor. Gençler içine düştükleri durumu kolaylıkla ailelerine açıklayamıyorlar, onların zarar görecekleri korkusundan dolayı korkunç bir kısırdöngü yaşayarak, kendi hayatlarından vazgeçmeye kadar varan olumsuz sonuçlara yönelebiliyorlar.
Gençlerin özellikle ergenlik döneminde meraklı ve dışa dönük bir yapı sergilediklerini biliyoruz. Bu yaşlar aynı zamanda 'çete çağı' olarak bilinir ve çocukların tehlikelere de en açık oldukları dönemdir.
Şimdi elindeki makinenin ekranından gözünü ayıramayan çocuklarımıza bakıp, ne yapalım elinden alamıyoruz demek de zamanında alamadığımız sorumluluğu bugün hala alamadığımızın bir itirafıdır aslında.
Masallar çocuğa anlatılmak ve öğretilmek istenilen her şeyi dolaylı yoldan ifade etmenin en güzel yoludur. Doğal bir biçimde sözlü iletişim becerilerini kazandırmak, soyut kavramları öğretmek bu yöntemle mümkün olur.
Toplum içinde yaşayan bireyler olarak öncelikle içinde yaşadığımız toplumla uyumlu ve sağlıklı ilişkiler kurmamız beklenir. Bireylerin birbirleriyle ve çevreleriyle dengeli ilişkiler kurabilmesinin yolu ise çocuklukta aldıkları eğitimle gerçekleşebilir.