Şimdi elindeki makinenin ekranından gözünü ayıramayan çocuklarımıza bakıp, ne yapalım elinden alamıyoruz demek de zamanında alamadığımız sorumluluğu bugün hala alamadığımızın bir itirafıdır aslında.
Genelde bütün toplumlardaki yaygın görüşe göre erkekler aldatır ama kadınlar aldatmaz. Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar kadınların da erkekler kadar aldattığını ortaya koymuş durumda.
Su içmek için tam 46 ayrı nedenimiz olduğunu duyunca siz de şaşıracaksınız.
Çok bilinen bir reklamdaki gibi: Su Hayattır!
"Hasta Değil Susuzsunuz" kitabında vucudumuzun tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyduğunu anlatan Dr. Batmanghelidj bu nedenleri şöyle sıralıyor:
Adını mitolojik bir öyküden alan ve günümüzde çok sık kullanılan bir terim olan Narsizm en net anlamıyla Kendini Beğenmişlik hastalığıdır. Genellikle kendine güvenle karıştırılır ama Narsizm bir kişilik bozukluğudur.
Sonbaharda ve kapalı havalarda güneş ışıklarının zayıflaması mutluluk hormonunun salgılanmasını azaltıp, uyku hormonunun üretimini artırdığı için beyin kimyasının değişmesine ve buna bağlı olarak da depresyona yol açabilir.
Pek çok anne baba çocuğu doğduğu andan itibaren ona bir kimlik belirler ve bu kimliğe uygun yetiştirmeye çabalar. Oysa çocuğun doğumla beraber getirdiği bir de kendi kişiliği vardır.
Nasıl olur da sıkıntıya düştüğünde yardım isteyen bir insanın hele hele de bir dostun yardım çağrısını ‘bana işi düştü, onun için beni arıyor’ diye yorumlayabiliriz?
Zaten dostlar bunun için değil midir?
Son 5- 10 yıldır hayatımızda ciddi bir yer edinen Sosyal Medya artık kendi kurallarıyla farklı bir dünyanın kapılarını açtı hepimize. Neredeyse hepimizin en az bir sosyal paylaşım sitesinde yine en az bir hesabı var.
Seçimler bitti, siyasi arenaya çıkanlar ya hayal ettiklerine kavuştular ve seçildiler ya da seçilemedikleri için hayal kırıklığı yaşıyorlar. Seçilenler artık kendisine oy veren seçmenlerine karşı sorumluluklarını ve vaat ettiklerini yerine getirmek üzere iş başına geçerlerken seçilemeyenleri daha zorlu bir süreç bekliyor.
İnsan başına gelmeyince gerçekten anlamıyor aslında ne derece büyük tehlikelerle iç içe yaşadığımızın. Daha önce oyuncak kazaları duymuştum ama elektrik kaçağını duymamıştım. Biz bizzat yaşamış olduk.
Öğretmenlik zor, çok zor bir iş. Bizler evde bir iki çocukla bile baş etmekte zorlanırken bir sınıf dolusu çocuğa ders anlatmak, onları eğitmek gerçekten dünyanın belki de en zor görevi. Bu zor görev için buna uygun kişilikte ve psikolojide değillerse lütfen bu işi yapmasınlar.
Anne babaların çocuklarına hayatı zehir ettikleri iki önemli konudan birisi odasını toplamasıdır, diğeri dersini çalışmasıdır. Maalesef her ikisi de her zaman sorun olmuştur.
Ülke ekonomilerindeki çalkantılar evlilikte de sarsıntılara yol açabilir. Öncelikle aile içi dinamikleri, huzuru ve güven duygusunu sarsar. Kişilerin normal yaşam düzenini ciddi anlamda bozar.
Bir çocuk için hayatındaki en büyük travma,ailesiyle ilgili yaşanan olumsuzluklardan oluşuyor.Özellikle anneyi kaybetmek çocuk açısından başa çıkılması çok zor bir duygusal çöküntüye yol açabiliyor.
Araştırmalar gösteriyor ki, Koku diğer duyulardan daha önce anne karnında oluşan ve hiç kapanmayan, durmayan bir duyu türü.
Üstelik birçoğumuz farkında bile değiliz ama koku günlük duygularımızın %75’ini etkiliyor.
Eleştiriyle başa çıkmak için önce varsa eğer alınganlık ve mükemmeliyetçilik duygularıyla baş etmek gerekir. Zira eleştiriye en tahammülsüz kişiler aşırı alıngan ve mükemmeliyetçi bireyler arasından çıkıyor.
Yaşlılık, hayattan el etek çekmek demek değildir. Yaşlılık yaş almaktır sadece. Yaşadıklarına yeni deneyimler ve yeni yıllar eklemektir. Hayattan vazgeçmek ruhun yaşlanmasıdır ama yaşlılık dediğimiz şey tam anlamıyla tecrübe demektir.
Kimi zaman yetiştiriliş biçimimizden, kimi zaman kişilik yapımızdan, kimi zaman da alacağımız kararın kapsamından kaynaklanan endişe ve gerginlik yaşarız. Bu da kararsızlık dediğimiz ne yapacağını bilememe durumuna yol açar.
Son zamanlarda sanatçı Serdar Ortaç’ın MS hastalığına yakalandığının duyulması üzerine yeniden gündeme gelen ama hala pek çok bilinmezleri olan MS yani Multipl Skleroz insanların psikolojilerini de etkileyen bir hastalık.